Annelerin hakkı ödenmez: Ödesek ne kadar tutar?

ÖZDER ŞEYDA UYANIK
Bu yıl da annelerin ne kadar önemli, özel ve haklarının ödenmeyeceğinden bahseden mesajlar, reklamlar eşliğinde giderek tüketim çılgınlığına dönüşen Anneler Günü geçirilirken, Türkiye’de annelerin, hatta tüm kadınların haklarının ne kadar karşılığı olduğunu merak etsek ne olur diye inceleyelim.
Anneler özeldir, annelerin hakkı ödenmez söylemleri ve duyguları eşliğinde annelerin gününü kutlarken günümüzde sadece sarılmak yetmiyor. Tüketim olarak da en çılgın şekilde annelerin gününü kutlamak gerekirken, Türkiye’de 2025 yılı Aile Yılı olmuşken annelerinin emeklerine de yakından bakma gerekiyor.
Türkiye’de son olarak 2021 yılında yapılan Türkiye Aile Yapısı Araştırması’nda “Kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla evlenen bireylerin oranının” kadınlarda yüzde 12,5 olduğunu belirtmek gerekiyor. 40 anneden 5’inin fikri sorulmadan evlendiğini hatırlatmak gerekiyor.
İşgücüne katılımİşgücü verilerinde 2024 yılında işgücüne katılmayanların yüzde 70’inin kadın olduğu ve bunların içinde yüzde 35’inin de ev işleriyle meşgul olduğu için çalışmadığı görülüyor.
Ev işleriyle meşgul olduğu için işgücüne katılmayanların içinde erkek bulunmadığını da hatırlatmak gerekiyor.
2021 yılındaki aile araştırmasının sonuçlarına göre, sağlıklı bir aile hayatı için kadının düzenli çalışması gerektiğini düşünen erkeklerin oranı yüzde 35,7 olurken, bu oran kadınlarda yüzde 50,4 oluyor.
Çalışma ortamının kadınlar için yeterince güvenli olmadığını düşünen erkekler de kadınlardan fazla olurken, aile geçimi için zorunlu değilse kadın çalışmamalıdır diyen erkekler de yoğunlukta oluyor.
Çalışan kadınların çocuklarına gerekli ilgiyi göstereceğini düşünen erkeklerin oranı yüzde 66 olurken, kadınlarda bu oran yüzde 73,5 oluyor. Kadının asli görevinin çocuk bakımı ve ev işi olduğunu düşünenlerde ise erkeklerin oranı yüzde 40,2, kadınların da yüzde 31,5 oluyor.
Aynı araştırmada, hanedeki işlerden genellikle sorumlu olan kişilere bakıldığında ise annelerin ya da kadınların hakkının ne kadar “ödenmez” olduğu da ortaya çıkıyor.
“Evin badana/boyası”, “aylık faturaların ödenmesi” ve “küçük bakım, onarım, tamir işleri” dışındaki işlerde ağırlık kadında oluyor. Bu üç madde de fatura hariç erkeklerin dışarıdan hizmet aldığı dikkat çekiyor.
Evin badana/boyasından sorumlu olan kişilerde yüzde 8,1 kadınlar görülürken, yüzde 37,6 erkekler ve yüzde 54,3 oranında hanehalkı ferdi olmayan bir kişi görev alıyor.
Aylık faturaların ödenmesinden yüzde 21,2 kadınlar sorumlu olurken, yüzde 74,1 oranında erkekler sorumlu oluyor.
Küçük bakım, onarım, tamir işlerinden de yüzde 9,6 oranında kadınlar sorumlu olurken, yüzde 65,2 oranında erkekler, yüzde 25,2 oranında ise hanehalkı ferdi olmayan bir kişi sorumlu oluyor.
Kadınların sorumlulukları daha ağırGünlük ya da haftalık gıda alışverişinde sorumluluk yaklaşık yarı yarıya dağıtılırken, geri kalan bütün işlerde sorumluluk yüzde 80’in üzerinde kadında görülüyor. Bu sorumluluklar ise şu şekilde oluyor:
Yemek yapma, çamaşır yıkama, dikiş yapma, akşamları çay servisi yapma, soranın kurulup kaldırılması, evin günlük toplanıp temizlenmesi, evin haftalık/aylık temizlenmesi, bulaşık yıkama ve ütü yapma.
En dikkat çeken işBir sorumluluk ise var ki yüzde 94,4 oranında kadında, hatta ev ferdi olmayan birinden alınan hizmet ya da yardım yüzde 3,3 oranında ve erkeklerin sorumluluğu yüzde 2,4 seviyesinde oluyor.
O sorumluluk: Çocuk bakımı!
Kadınların sorumluluklarına bakıldığında, liste çok uzun görünüyor. Erkekler gibi vakitlerini işte de geçirseler, ev işleri nedeniyle işgücüne katılamasalar da bu listedeki işlerin çoğunu kadınların gerçekleştirmesi bekleniyor.
Çocuk bakımında babanın yeri yok denecek kadar az görünürken, çamaşır, bulaşık, ütü, günlük/haftalık/aylık tüm temizlik, çay hizmeti, yemek yapma, sofra kurma kaldırma, dikiş yanında çocuk bakımının tamamının paralı hizmetler olması halinde annelerin hakkının maddi karşılığının bedelini ödemek zor olduğundan “hakların ödenmeyeceği” retoriğinin üretildiğini de anlamak geç olmuyor.
Annelerin hakkı “ödenmiyor”Temizlikçi ücretlerinin günlük 2.500-3.000 TL aralığında değiştiği, yemek pişirme hizmetinin günlük 1.000-3.500 TL aralığında değiştiği, haftalık ortalama ütü hizmetinin de 500-1.500 TL arasında değiştiği ya da evde yatılı bir hizmetlinin haftada 5 gün için 25 bin ila 35 bin TL arasında değiştiği göz önüne alındığında sadece işler tablo ortaya çıkıyor.
Bunun yanında da ev işleri olmadan tek çocuk bakımı için aylık bakıcı ücretinin sadece hafta içi hizmette 20 ile 35 bin TL arasında değiştiği göz önünde alındığında aylık 50 bin liradan başlayan bir ücretin gözden çıkarılması gerektiği de anlaşılıyor.
Verdikleri sevginin yanında paranın “lafı olmazken” annelerin hakkı ise gerçekten “ödenmiyor.”
ekonomim