Laura Dahlmeier kaza geçiriyor: Eksi 8 derecede vücutta neler oluyor?

Dağlık bölgelerde geceleri sıcaklıklar eksi sekiz dereceye kadar düşebiliyor. Peki aşırı soğukta vücut ne yapıyor? Ve bununla nasıl başa çıkabilir?

Kişi uzun süre soğuğa maruz kalırsa hipotermi yaşar. Isı kaybı, ısı üretiminden daha fazladır ve bu da üç hayati fonksiyonu etkiler.

• bilinç
• nefes alma
• ve dolaşım

azaltabilir.

Temel olarak üç tip hipotermi vardır: subakut, akut ve kronik.

Genç ve sağlıklı kişilerde vücut ısısı 30 derecenin altına düştüğünde, yaşlı ve önceden hastalığı olan kişilerde ise 32 derecenin altına düştüğünde kalp krizi riski artıyor.

Isı üretmeye devam etmek ve soğumaya karşı korunmak için vücut titrer. Kas seğirmesinin amacı vücut sıcaklığını korumak veya artırmaktır.

Ayrıca, Spor ve Sağlık Akademisi'ne göre kan dolaşımı değişir: Kan damarları daralır ve bu da vücudun daha az enerji kaybetmesine neden olur. Donma ve titreme de kan basıncının yükselmesine neden olur, çünkü kalp vücuda kan pompalamak için daha fazla çalışmak zorunda kalır. İç organlar ve beyin, vücut sıcaklığını korumak için daha fazla kan akışına sahip olur.

Ancak fiziksel yorgunluk ve kan şekeri enerji rezervlerinin tükenmesi, vücudun titremeye yetecek enerjisinin kalmaması nedeniyle soğumayı teşvik edebilir.

"Berg und Steigen" portalına konuşan anestezist ve dağ kurtarma doktoru Peter Paal, "Tüm vücut fonksiyonları ancak temel operasyonlar sağlandığında düzgün çalışabilir. Bunun için beynin yakıtı olarak oksijen ve şekere, sinir hücrelerinin çalışması için yeterli sıvı ve elektrolitlere, yani kan tuzlarına ve normal 'çalışan' bir vücut sıcaklığına ihtiyaç vardır," diyor.

Soğuk, zamanla uzuvların hareket kabiliyetini ve sinir sisteminin işleyişini kısıtlayabilir.

"Soğuk felcinde uzuvlar artık düzgün çalışmadığı gibi, sinir sistemi de işlev bozukluğuna uğrayabilir. Soğuk kaynaklı beyin işlev bozukluğu, normal işlev ile bilinç kaybı arasında bir ara aşamadır," diyor anestezist.

Bu yönlerden kaç tanesinin bozulduğuna bağlı olarak, etkilenen kişiler bazen paradoksal davranışlar sergileyebilir. Soğuk yerine sıcak hissedebilir ve bazen agresif veya kafası karışık davranabilirler. Dağcılar birlikte bir kaza geçirmişlerse, karşılıklı güven duygusu yardımcı olabilir.

Ancak yaralı kişi paradoksal bir davranış sergilemese bile, bir noktadan sonra soğuğu artık hissetmez hale gelir, çünkü hipotermi arttıkça soğuk reseptörleri işlevini yitirir.

İsviçre sınıflandırma sistemine göre hipoterminin beş evresi vardır.

• İlk aşamada vücut ısısı 35-32 santigrat derece arasındadır. Kişi uyanık ve tepkilidir; titreme gibi tipik belirtiler görülür. Kalp durması riski düşüktür.
• İkinci evrede vücut ısısı 32 ila 28 santigrat dereceye düşer. Kişinin bilinci bozulur, ancak konuşmaya yanıt verir. Genellikle titreme olmaz. Kalp durması riski orta düzeydedir.
• Üçüncü aşamada vücut ısısı 28-24 santigrat dereceye kadar düşer. Kişi artık bilincini kaybetmiştir, ancak nefes alır ve ağrı uyarılarına yanıt verir. Kalp durması riski yüksektir.
• Dördüncü evrede vücut ısısı 24 santigrat derecenin altındadır. Kişi bilinçsizdir ve nefes almaz; bazı durumlarda minimal hayati belirtiler gösterebilir. Hipotermik kalp durması riski son derece yüksektir.
• Beşinci evrede kişi hipotermiden ölür. Vücut ısısı son derece düşüktür, 14 santigrat derecenin altındadır. Bugüne kadar hayata döndürülen en soğuk kişinin ateşi 13,7 santigrat dereceydi.