İspanya'nın en ünlü yazarı Cervantes eşcinsel miydi?

Yeni film El Cautivo (Tutsak), Miguel de Cervantes'in Berberi korsanları tarafından kaçırılıp Cezayir'de hapsedilip köle olarak tutulduğu dönemi konu alıyor.

Cervantes, 1575 yılında Akdeniz'de Türklere karşı düzenlenen askeri seferlerden sonra korsanlar tarafından yakalanarak Kuzey Afrika'daki bir kente götürüldü ve burada toplam beş yıl tutuldu.

Alejandro Amenábar, bu dönemde onun köleleştirenler de dahil olmak üzere birçok erkekle cinsel ilişkiye girdiğini ileri sürmektedir.

Amenábar, İspanyol yayın kuruluşu RTVE'ye yaptığı açıklamada, "Miguel de Cervantes'in kendisini kaçıran kişiyle bir ilişkisi olması muhtemel görülüyor" dedi.

The Others , The Sea Inside ve Open Your Eyes gibi ikonik İspanyol filmlerini yöneten Amenábar, bu teoriyi ortaya atan tek kişi değil.

Cervantes'in özel hayatı ve cinselliği hakkındaki söylentiler, onun hakkında ilk biyografinin yazıldığı 18. yüzyıla kadar uzanıyor.

Cervantes'i inceleyen bazı araştırmacılara göre, Cezayir Kralı Hazán Pajá'nın Cervantes'in birkaç kez kaçma girişiminde bulunmasına rağmen hayatını bağışlaması, cinsel bir ilgiyle açıklanabilir.

Cinsel yönelimi hakkındaki spekülasyonlar, Genel Mühür Sicilindeki belgeler tarafından da desteklenmiştir. 1569 tarihli belgelerde, Antonio de Segura ile düello yaptıktan sonra sağ elinin kesilmesine ve on yıl sürgüne mahkûm edilen Miguel de Cervantes hakkında bir tutuklama emrinden bahsedilmektedir.

Fernando Arrabal gibi bazı yazarlar, düellonun eşcinsellik suçlaması nedeniyle gerçekleştiğini öne sürmüşlerdir, ancak bu iddiayı destekleyecek açık bir kanıt yoktur.

Bu belgelerden bir diğeri de Cervantes'in karısı Catalina'ya yazdığı ve kendisi yokken mal varlığını yönetmesini istediği bir mektuptur. Bazıları bunu bir ayrılık anlaşması ve eşcinselliğini kabul ettiği şeklinde yorumlasa da, bu "kanıt" yine biraz muğlaktır.

Amenábar'a filmi konusunda danışmanlık yapan Profesör José Manuel Lucía Megías, Cervantes'in eşcinsel olduğuna dair bu teorinin son yıllarda popülerlik kazandığını, ancak bunun illa ki doğru olduğu anlamına gelmediğini açıkladı.

Megías artık gerçeğe ulaşmak için konuyla ilgili yeni bir kitap bile yayınladı: Cervantes íntimos. Amor y sexo en los Siglos de Oro ( Samimi Cervantes: Altın Çağda Aşk ve Seks ).

Kitapta, Cervantes'in eşcinselliğine ilişkin söylentilerin 1980'lerde, "iktidara karşı çıkmak zorunda olunan" ve heteroseksüelliğin yerleşik iktidarın ifade unsurlarından biri olarak algılandığı bir dönemde başladığını anlatıyor.

Ona göre, eşcinsel Cervantes teorisi tarihsel kanıtlardan ziyade güncel kaygılara daha fazla yanıt veriyor. Bu hikâyelerin çoğunun 1990'larda yayıldığına ve çoğunun mitlere dayandığına inanıyor.

Megías, Madrid'deki Complutense Üniversitesi'ne verdiği röportajda, Cervantes'in cinselliği konusundaki tüm araştırmalarının onun kesin olarak eşcinsel olup olmadığını kanıtlamadığını açıklıyor.

"Belki de birçok cinsel deneyim yaşamış olabilir ve bu cinsel deneyimler farklı türlerde olabilir, ancak bu, onu kendi zaman dilimine yerleştirdiğimizde anlayabileceğimiz günlük yaşamın bir parçasıdır" dedi.

"Gerçekten anlayabilmek için onun yaşadığı dönemi, o dönemde cinselliğin nasıl olduğunu bilmek ve dolayısıyla her şeyin siyah ve beyaz olmadığını fark etmek gerekir" diye ekledi.

Cervantes'in Cezayir'de tutsak olduğu dönemde eşcinselliğin toplumsal olarak kabul edilebilir bir şey olduğunu anlattı.

"Cervantes o ortamda bulunuyordu, dolayısıyla hem eşcinsel hem de heteroseksüel ilişkilerin yaşanabileceği yerlerde bulunuyordu."

Eşcinsel olduğu söylenen tek ünlü İspanyol yazar Cervantes değil. Şair ve oyun yazarı Federico García Lorca'nın da eşcinsel olduğu ve muhtemelen bu nedenle Franco'nun milliyetçi güçleri tarafından idam edildiği artık yaygın olarak kabul ediliyor.

Lorca biyografi yazarı Ian Gibson'a göre yazar kesinlikle eşcinseldi ve "Salvador Dalí ve diğer insanlarla ilişkisi oldukça açıktı, eşcinselliği de öyle."