Çocuklar kitaba dokunamadı

Özge Doğar
Türkiye’nin en büyük buluşmalarından biri olan 42. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı sona erdi.
TÜYAP’ın düzenlediği fuar bu yıl da kalabalık koridorları, renkli stantları ve imza kuyruklarıyla kapılarını açtı.
Ancak fuarın en kalabalık ziyaretçi grubunu oluşturan çocuklar için bu alan, bir kez daha ‘dokunulamayan kitaplar müzesi’ne dönüştü. Ülkede derinleşen ekonomik kriz, çocukların yalnızca günlük yaşamını değil; eğitim, kültür ve bilgiye erişim hakkını da doğrudan hedef aldı.
Fuar alanında çocukların kitaplara uzanan elleri, çoğu zaman ailelerin ‘bakamayız’, ‘çok pahalı’, ‘sonra alırız’ cümleleriyle geri çekildi ve o eller kitaba dokunamadı. Kitap, çocuklar için bir öğrenme aracı olmaktan çıkarak ekonomik koşulların izin verdiği ölçüde erişilebilen bir nesneye dönüştü.
Oysa Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, çocukların eğitime, öğrenmeye, bilgiye erişime ve kültürel yaşama katılım hakkını açıkça güvence altına alıyor. Türkiye’nin taraf olduğu bu sözleşmeye rağmen, kitap gibi temel bir hayatı öğretme aracına erişimin aile bütçesine terk edilmesi, çocuk haklarının kâğıt üzerinde kaldığını bir kez daha gösteriyor.
FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ ARTTIEğitimciler ve çocuk edebiyatı alanında çalışan uzmanlar, çocuk kitaplarının ‘lüks tüketim’ olarak görülmesinin son derece tehlikeli bir yaklaşım olduğuna dikkat çekiyor. Kitap; çocuğun düşünme becerisini, hayal gücünü, dil gelişimini ve eleştirel bakışını besleyen temel bir araçtır. Buna rağmen bugün kitap, daralan alım gücü içinde ilk vazgeçilen kalemlerden biri hâline gelmiş durumda.
Çocuklar için düzenlenen kitap fuarlarında dahi çocukların kitap alamaması, eğitimde fırsat eşitsizliğinin ne denli derinleştiğini gözler önüne seriyor. Bir yanda fuardan koliler dolusu kitapla ayrılan az sayıda çocuk; diğer yanda kitapları yalnızca rafların arkasından izlemek zorunda kalan çoğunluk…
DERİNLEŞEN YOKSULLUKUzmanlara göre bu tablo yalnızca ‘kitap pahalı’ meselesi değil; doğrudan çocuk yoksulluğunun kültürel alandaki yansıması. Çocuk yoksulluğu, çoğu zaman beslenme ya da barınma üzerinden tartışılsa da, kültürel ve eğitsel yoksunluk bilinçli biçimde arka plana itiliyor.
Kitaba erişemeyen çocuk, yalnızca bir nesneden değil; düşünme, hayal kurma ve kendini ifade etme imkânından da mahrum bırakılıyor. Bu durum, uzun vadede çocuklar arasındaki eşitsizliği kalıcı hâle getiriyor.
SEYİR ALANI OLMAMALIFuarda bu yıl da görülen tablo, çocukların eğitim ve kültür hakkının piyasa koşullarına terk edildiğini açıkça ortaya koyuyor. Kitap fuarlarının çocuklar için bir ‘seyir alanı’na dönüşmesi, yalnızca ekonomik bir sorun değil; hak temelli bir ihlal olarak değerlendirilmek zorunda.
Çocukların kitaba dokunabildiği, okuyabildiği ve sahip olabildiği bir ülke, aynı zamanda eşit ve adil bir gelecek kurabilir. Aksi hâlde çocuklar, kitapların arasında büyüyen ama onlara ulaşamayan bir kuşak olarak hafızalara kazınacak.
***
NE YAPILMALI?Hak savunucuları, çocukların kitaba erişiminin hayırseverlik ya da bireysel çabalara bırakılmasının kabul edilemez olduğunu vurguluyor.
Kitap fuarlarının çocuklar için yalnızca bir ticaret alanı değil; kamusal bir eğitim alanı olduğunu belirten uzmanlar şunları öneriyor:
• Çocuklar için ücretsiz ya da erişilebilir kitap politikaları geliştirilmeli
• Okullar ve kütüphaneler fuarlarla etkin biçimde ilişkilendirilmeli
• Yerel yönetimler ve kamu kurumları, çocukların kitaba erişimini bir sosyal hak olarak ele almalı.
BirGün


