Özgür Özel: İktidarın baskı rejimine çevirmeye çalıştığı bir ülkedeyiz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin olağanüstü Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Özel şunları söyledi:
"Artık milletin gözünden de gönlünden de düştüğüne hiç şüphe olmayan bir iktidarın yaptığı kötülüklerle, toplumsal desteğini ve meşruiyetini yeninden kazanma ümidi olmaksızın sadece koltuğuna tutunma ya da seçime kadarki dönemi bir şekilde geçirme ve en nihayetinde de sandıkta hesaplaşmak yerine, milletten korkan, sandıktan kaçan, işçinin, emekçinin, emeklinin karşısına çıkacak yüzü kalmayan bir iktidarın baskı rejimine çevirmeye çalıştığı bir ülkedeyiz. Ve bugün sabahleyin erken saatlerde artık duyanlara 'yok artık' dedirtecek, duyup da kimsenin 'Bunu da bekliyordum' demeyeceği haberlerle uyandık.
Bu iktidarın içindeki bir avuç insan yanına üç savcı, üç hakim, üç de gizli tanık alarak 19 Mart 2025 günü bu millete savaş açmıştı. 'Bu savaş ilanı sadece bize değil demokratik siyasete açılmıştır' diye ilk günden bunu tanımlamıştık. Zaten siyasi yelpazede Cumhur İttifakı dışında kalan bütün partilerin ortaya koydukları dayanışma ve ortaklaştıkları tespitler de bu yöndeydi.
Artık bu ülkeyi milletin rızasıyla yönetmek istemedikleri çok açık. Sandığı ortadan kaldırmak istiyorlar ve bunun provalarını yapıyorlar. Sandığı olmadığı otoriter bir yönetimi millete dayatıyorlar. Biz 108 günüdür direniyoruz. Hiçbir delil olması 15 buçuk milyon insanın oy verdiği cumhurbaşkanı adayımızı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızı, belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi ve bürokratlarımızı hapiste tutuyorlar. 108 günde toplam 150 milyar dolar harcadılar yani 6 trilyon liraya mal oldu yaptıkları. 108 gündür millet daha da fakirleşti, ülkemizin itibarı daha da zedelendi. İç barışımız, birliğimiz, beraberliğimiz umulanın aksine git gide zayıfladı ve geriledi. Bu toprakların barış umuduna da, birlikte umuduna da, müreffeh bir Türkiye umuduna da, AB'ye tam üyelik umuduna da kökten zarar veren, bu ülkeyi içe kapatan, bu ülkeyi içeride de baskıyla yönetilen bir ülke haline getiren bir ülke durumuna getirmeye çalışanlarla yüz yüzeyiz.
İçeride tuttukları arkadaşlarımız hakkında en ufak bir delil, kanıt, bir somut gösterge ortaya koyamadılar. Dün tüm bunlardan bağımsız olarak Manavgat'ta gerçekleştirilen operasyona ilişkin suç iddiaları ve görüntüleri karşısındaki tavrımızı takip ettiniz. Biri hukukçu, ikisi de yerel yönetimi denetimi olan heyetimiz ışık hızında Manavgat'a ilerledi, gerekli çalışmaları yaptı. Oraya ilişkin CHP icap eden en hassas tutumu takınacak.
Ancak ağaç adı verdikleri gizli tanıklarla mesafe alamayanların durumunu herkes biliyor.
Bu sabah yine bir karanlığa, bir şafak operasyonuyla uyandık. Tepeden tırnağa suça bulaşmış bir suç örgütü lideri bildiklerini değil, bildiklerine benzettiklerini ya da bildiklerinin bir kısmını bir partiye ifade ederek dünyaya malolmuş ve yaptıkları görevlerle ülkelerinde takdir toplamış belediye başkanlarımıza saldırmaktan çekinmediler. Abdurrahman Tutdere bütün dünyanın deprem sırasında bir toplum önderi olarak tanıdığı ve ağıt yakan analar tarafından adayalaştırılan, bir yere gittiğinde Adıyaman için bir şey isteyen, Adıyaman ile yatan, Adıyaman ile kalkan bir arkadaşımızı gözaltına aldılar. İddiaları tamamen safsata.
Adana'da Zeydan Karalar. CHP'nin oy potansiyelinin üzerinde bir destekle seçilen, Adanalalıların 'Adana gibi başkan' dediği, Ekrem İmamoğlu'na yapılan darbe girişiminden sonra TBB Başkanvekilliğini üstlenmiş olan ve bu sabah kapısına dayanılan başkan. Kapıyı eşi açıyor, 'o Gebze'ye gitti' diyor. Bu kez Gebze'ye ekipler gidip gözaltına alıyor.
Diğer taraftan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek. 26 yıldır aralıksız belediye başkanı. Beldede, Konyaaltı'nda, büyükşehirde... Tarihte büyükşehir belediyesini iki kez üst üste bir partiden kazanan ilk başkan. Onun da kapısında polisler vardı.
"BİZ İSTİSNAYIZ, KAİDE AK PARTİ İLE ÇALIŞMAK"
Peki bu belediye başkanlarını bir araya getiren ne olabilir? Bir suç örgütü lideri lideri var, Aziz İhsan Aktaş, o kimi söylediyse oraya operasyon düzenleniyor. Şimdi de Adıyaman ve Adana Büyükşehir belediyesi... Biriyle sözleşme bitmiş yenilenmemiş, diğeriyle 8 yıl önceki sözleşme devam ediyor diye ödeme yapılmış.. Burada Aziz İhsan Aktaş hangi belediyeden fatura kesip para aldıysa onu gözaltına alıyorlar ve şimdiye kadar gördüğümüz kadarıyla da tutukluyorlar. Peki Bu Aziz İhsan Aktaş başka kimseyle çalışmamış mı? Biz istisnayız, kaide AK Parti ile çalışmak. Yargıtay, TBMM, THY, Pamukkale ve Uludağ Üniversiteleri, 20 ilin kamu hastaneleri, 20 ilin AK Partili belediyeleri, AKP'li çok sayıda ilçe belediyesiyle yıllardır iş yapıyor. Biz istisnayız yani asıl müşterisi onlar.
Tele1