İsviçre gümrük vergileriyle karşı karşıya. Yüzde 39'luk gümrük vergisi can yakacak, ancak müzakereler devam ediyor.

Aynı konu hakkında:

İsviçre'nin ABD'ye yaptığı birçok ihracata %39'a varan gümrük vergisi tehdidi, Bern'i acil diplomatik adımlar atmaya sevk etti. İsviçre Cumhurbaşkanı Karin Keller-Sutter ve Ekonomi Bakanı Guy Parmelin, ABD yönetimiyle doğrudan görüşmek üzere Washington'a uçtu. Federal Konsey'in belirttiği gibi, amaç "İsviçre ihracatına uygulanan ek gümrük vergilerini azaltırken ABD taleplerini de dikkate alan daha cazip bir teklif" sunmak.

Peki Amerikan hamlesinin ardında ne var? Zürih Üniversitesi ekonomi profesörü Lorenzo Casaburi , Il Foglio'ya verdiği demeçte, "ABD ve İsviçre arasındaki müzakereler, Avrupa Birliği'nin son anlaşma kapsamında ABD enerjisini satın alma sözü vermesinin aksine, tatmin edici tekliflerin olmaması nedeniyle başarısız oldu." dedi. Donald Trump, bu adımı İsviçre ile 40 milyar dolarlık bir dış ticaret açığına atıfta bulunarak gerekçelendirdi. Casaburi, "Mal ticaretini de hesaba katarsak bu rakam doğru." diyor. "Ancak, dış ticaret fazlası olan bir ülkenin diğerini 'sömürdüğü' fikri, ithalatçı ülkedeki tüketicilerin daha yüksek kalite ve daha düşük fiyatlardan faydalandığı göz önüne alındığında, çoğu ekonomist tarafından reddediliyor." Dahası, İsviçre ABD'deki en büyük yatırımcılar arasında yer alıyor ve Washington'dan bilişim ve finansal hizmetler gibi birçok hizmet ithal ediyor.

AB, Birleşik Krallık ve Japonya'ya uygulanan farklı muamele de rol oynuyor: "Mevcut senaryo -İsviçre'ye %39, AB'ye %15 gümrük vergisi- devam ederse, etkilenen sektörlerdeki İsviçreli ihracatçıların rekabet gücü kesinlikle azalacaktır. Ancak olumsuz etkiler daha geniş kapsamlı olacaktır: Örneğin, birçok İsviçreli hassas mühendislik şirketi, İtalya da dahil olmak üzere diğer ülkelerden girdi kullanıyor," diye açıklıyor Zürihli profesör.

En çok etkilenen sektörlerin hassas mekanik ve makine olduğu belirtilirken, İsviçre ihracatının yarısından fazlasını oluşturan ilaç ve kıymetli metaller şu anda hariç tutuluyor. "Ancak, ilaç sektöründeki tarifelerle ilgili önemli bir belirsizlik devam ediyor ve önümüzdeki aylarda başka önemli son tarihler de var. Trump Yönetimi, Roche ve Novartis gibi endüstri devlerinden Amerika Birleşik Devletleri'ne yatırımlarını artırmalarını ve ilaç fiyatlarını düşürmelerini istedi." Ancak makroekonomik düzeyde, "Merkez Bankası faiz oranlarında bir indirim ve bunun sonucunda frankın değer kaybetmesiyle, merkezi hükümet ise Kısa Çalışma Ödeneği gibi destek önlemleriyle bir rol oynayabilir. Ancak şimdilik acil bir çözüm yok."

Federal Konsey karşı tedbirleri reddetti. Casaburi'nin açıkladığı gibi, bu karar ekonomistler için anlaşılır görünüyor: "İsviçre gibi küçük bir ülke için tek çözüm bu bence. AB'nin aksine, çok az kişi ticaret misillemesinde ısrar ediyor. Karşı tedbirlerin dışlanması zayıflığın değil, ekonomik rasyonalitenin bir işareti."

Trump'ın duyurusu kaçınılmaz olarak piyasalarda yankı buldu; ancak piyasalar ilk baştaki düşüşün ardından toparlandı. Casaburi, "Bunun hem müzakerelerin devamı konusunda belirli bir iyimserliği hem de ilaç gibi kilit sektörlerin şu anda gümrük vergilerinden muaf tutulduğu bilincini yansıttığına inanıyorum. Durum değişirse, sonuçları çok daha ciddi olur," diyor. Ancak bu gelişme, Avrupa Birliği ile entegrasyonu da hızlandırabilir. "İsviçre ve Avrupa Birliği, enerji, mal ve insan dolaşımı, adalet, eğitim ve araştırma konularını kapsayan 'İkili Anlaşma III' müzakerelerinin son aşamasında. Amerika Birleşik Devletleri ile ilgili belirsizlik, bu anlaşmaların başarılı bir şekilde sonuçlandırılmasına olan desteği güçlendirebilir." Bu nedenle odak noktası İsviçre modelinin dayanıklılığı. Profesör Casaburi, "İsviçre özellikle dış şoklara maruz kalıyor, ancak ekonomik modeli onu dinamik kılan araştırma ve inovasyon gibi yapısal unsurlara sahip," diyor.

Bu konular hakkında daha fazlası: