Mezun olduğunuzda ve iş gelmediğinde

Birçok kişi okurken çalışma fırsatı yakalarken, bazıları da mesleki kariyerleri boyunca öğrendiklerini ilk kez hayata geçirmek için arayışa başlıyor.

Ancak çalışmaya hazır hissetmelerine rağmen, iş arayışının beklediklerinden daha karmaşık olması duygusal bir gerilemeye neden oluyor.

Yeni Mezun Sendromu veya Üniversite Sonrası Depresyon, gençlerin iş gücü ve yetişkinlikle yüzleşirken yaşadıkları üzüntü, kaygı, yalnızlık gibi duyguları bir araya getiren ve ilk işleri hakkında gerçekçi olmayan beklentiler nedeniyle öz saygılarını ve yaşam kalitelerini etkileyen yaygın bir olgudur.

Bu sendromun nedenleri arasında sıklıkla sosyal ve aile baskısı, iş deneyimi eksikliği, başarısızlık korkusu ve daha başarılı aile üyeleri veya meslektaşlarla sürekli karşılaştırma yer alır.

Gençler ve yetişkinlere yönelik psikoterapi uzmanı klinik psikolog Lorena Morales , adından da anlaşılacağı gibi aşırı durumlarda ve doğru yönetilmediği takdirde depresyona bile yol açabilen bu "üniversite sendromu"na karşı gençlerin olumlu bir tutum benimsemesinin önemli olduğunu belirtiyor.

"Sınırları belirlemek çok önemli" diyor psikanalist.

"Gençlerin kendilerini savunmasız hissettiği ve mesleki kimliklerinin inşa edildiği bir dönemdeyiz ve bu duygusal baskıyı uygulayan kişi kendi aileleri olabilir. Yolları konusunda net olmalı ve olumlu katkı sağlayan insanlarla çevrelenmeliler."

Psikolog Morales, iş aramak için mezuniyeti beklememek ve mezuniyetten önce çalışmaya başlamayı öneriyor ; çünkü deneyim eksikliği çoğu zaman iş başvuru sürecini etkiliyor.

Morales, "Herhangi bir işten bir şeyler öğrenebileceğinizi söyleyebilirsiniz," diyor. "Bu deneyim ve disiplinden yararlanmak önemlidir. Yeni mezunların yapmak istediklerine daha uygun bir şey ararken çalışmak faydalıdır."

Tec de Monterrey Önleme ve Duygusal Danışmanlık Bölümü'nde duygusal danışman olarak çalışan Psikolog Dypna Haydeé Mata , gençlerin işe alınmama konusunda olumsuz düşüncelere kapıldıklarında yeteneklerini küçümsememelerinin çok önemli olduğunu , çünkü işsizlik döneminin yaygın olduğunu söylüyor.

Mata, "Şu anda çok fazla rekabet olduğunu unutmamalıyız" diyor.

"Zor zamanlardan geçiyoruz.

Bazen sadece birkaç boş kadro ve çok sayıda mezun oluyor, bu yüzden 'Benim, bir şeyim eksik' diye bir şey söz konusu değil. Duygusal yönüyle ilgilenmeli, cesaretinizi kaybetmemek için bir sağlık uzmanına danışmalısınız." Uzman, çocuklar için önemli olanın "Hâlâ sizsiniz" olduğunu söylüyor.

"Sadece senin güvenebileceğin becerilere sahipsin. Dört beş yıl eğitim almak, engelleri aşmak, dersler, sınavlar, takım çalışması, zorluklar, değişim programları, stajlar... Bunların hepsi sana iş bulmanda yardımcı olacak deneyim, beceri ve bilgeliktir."

Önemli olanın, kişinin özünü ve değerini hatırlaması olduğunu vurguluyor. "Bir noktada, tüm bunlar ortaya çıkacak."

Kaygı: İş belirsizliğinden kaynaklanır.

Hayal kırıklığı: Beklentileri karşılayamadığınızı düşünmek.

Düşük öz saygı: Kendinizi başkalarıyla karşılaştırarak.

Depresyon: Uzun süreli işsizlikten sonra.

İlgisizlik: Gerçek fırsatların eksikliğinden kaynaklanır.