Bağışıklık ve bilişselliği artırabilecek ve hatta kolon kanserini önleyebilecek garip kombinasyon

Kesinlikle standart bir doktor reçetesi değil.

Ancak yeni bir araştırma, yoğurt yedikten sonra sıcak suda banyo yapmanın bilişsel işlevleri güçlendirmekten kolon kanseriyle savaşmaya kadar çok sayıda fayda sağlayabileceğini öne sürüyor.

Özellikle canlı ve aktif kültürlere (probiyotik) sahip yoğurt çeşitleri, sindirim sisteminde sağlıklı bir dengenin korunmasına ve iyi bakterilerin (mikrobiyomun) daha çeşitli bir şekilde yayılmasına yardımcı olabilir.

Mikroskobik koloniler ne kadar çeşitli olursa, kanserden kalp hastalıklarına kadar pek çok hastalığa karşı bağışıklığımız o kadar artar.

Özellikle yoğurt gibi probiyotiklerle dengeli bir mikrobiyom sağlamak, Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklarla bağlantılı olan iltihabı azaltabilir ve bilişsel gerilemeyi yavaşlatmaya yardımcı olabilir.

Üstelik aynı sağlıklı bakteriler, gıda moleküllerini parçalayıp bağırsaklardaki hareketlerini artırarak kabızlığın önlenmesine de yardımcı olabilir.

Bu arada sıcak banyolar, vazodilatasyonu (kan damarlarının genişlemesi) teşvik ederek sindirime yardımcı olabilir, bu da sindirim organlarına kan dolaşımını iyileştirir ve karın kaslarının gevşemesine yardımcı olarak kramp ve şişkinliği azaltır.

Sıcaklık aynı zamanda bağırsak peristaltizmini (gıda ve atıkları sindirim kanalında ilerleten dalgalı kas kasılmaları süreci) uyarabilir ve stresi azaltabilir, bu da bağırsak hareketlerini ve genel bağırsak sağlığını düzenlemek için faydalıdır.

Bu bilgiyle donanmış olan Japonya'daki Kyushu Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, yoğurt yeme ve sıcak suda banyo yapma gibi iki tedavi edici terapinin birleştirilmesinin bağırsak sağlığına daha da büyük faydalar sağlayıp sağlayamayacağını araştırdılar.

Çalışmaya 20-65 yaş aralığında toplam 47 sağlıklı erkek ve kadın dört aylık bir süre boyunca dahil edildi.

Katılımcılar daha sonra rastgele üç gruptan birine atandı.

Hiçbir şey yapmayan bir 'kontrol grubu', her gün akşam yemeğinden sonra 180 gr düşük şekerli yoğurt yemeleri söylenen bir 'yoğurt grubu' ve her gün yoğurt yemenin yanı sıra kaplıcada yıkanmaları gereken bir 'yoğurt artı kaplıca grubu' vardı.

Çalışmada katılımcılara Japonya'da 'onsen' olarak bilinen klorürlü kaplıcalarda banyo yaptırıldı.

Klorürlü kaplıcalar, yüksek konsantrasyonlarda klorür iyonları içeren ve bu nedenle tuzlu olan mineral bakımından zengin jeotermal sulardır.

Bu kaplıcalar genellikle zayıf kan dolaşımını iyileştirmek, kas ve eklem ağrılarını tedavi etmek, soğuğa karşı hassasiyeti gidermek ve rahatlamayı sağlamak için önerilir.

Devamını oku

Müdahale dönemi öncesi ve sonrasında katılımcılar dışkı örnekleri verdiler ve dışkı sıklığı ve kıvamı da dahil olmak üzere bağırsak hareketleri hakkında soruları yanıtladılar.

Dört ay boyunca yoğurt yiyen 'yoğurt grubundaki' kişilerin bağırsak mikrobiyota çeşitliliğinde önemli bir artış görüldü.

'Yoğurt ve kaplıca grubu' daha çeşitli bir bağırsak mikrobiyomundan faydalanmanın yanı sıra, kabızlık veya dışkılama sırasında ağrı gibi şikayetleri azaltarak bağırsak hareketlerinde de iyileşme sağladı.

Kaplıcalar ile bağırsak hareketlerinin hızlanması arasındaki doğrudan bağlantı hala araştırılırken, teorilerden biri de kaplıca suyunun sıcaklığının vazodilatasyona neden olarak sindirim sistemine kan akışını artırdığı yönünde.

Bir diğeri ise kaplıcaların sindirimi bozduğu bilinen stres ve kaygıyı azaltmaya yardımcı olmasıdır.

Araştırmacılar, gelişmiş ve düzenli bağırsak hareketlerinin genel sağlık açısından iyi olduğunu, bunun sağlıklı bir sindirim sistemine işaret ettiğini söylüyor.

Diğer faydaları arasında enerji seviyelerinin iyileşmesi ve potansiyel olarak kanser gibi kronik rahatsızlıkların riskinin azalması da yer alıyor.

Ayrıca bağırsak ile beyin arasındaki çift yönlü iletişime dikkat çeken 'bağırsak-beyin ekseni'nden de söz ediliyor.

Sağlıklı bir bağırsağın ruh halinin iyileşmesine, zihinsel berraklığa ve anksiyete ve depresyon gibi ruhsal sağlık sorunlarının riskinin azalmasına katkıda bulunduğu söylenmektedir.

Araştırmacılar şöyle yazıyor: 'Bağırsak mikrobiyomu, sindirim, metabolizma, bağışıklık düzenlemesi ve hatta nörolojik işlevler gibi çeşitli fizyolojik süreçleri etkileyerek insan sağlığının korunmasında temel bir rol oynuyor.

'Son araştırmalar bağırsak mikrobiyotasının dinamik yapısını ortaya koyarak, beslenme, çevresel faktörler ve yaşam tarzı seçimlerinin birlikte onun yapısını ve işlevini nasıl şekillendirdiğini vurgulamaktadır.'

Araştırmacılar, yoğurt tüketimi ve kaplıca banyosu gibi iki yaşam tarzı müdahalesinin birleştirilmesinin daha iyi sağlığa katkıda bulunabileceğini ve potansiyel olarak koruyucu tıpta bir tedavi olarak uygulanabileceğini gösteren bulguları olduğunu söylüyor.

Araştırmayı yöneten Kyushu Üniversitesi Kent Enstitüsü'nden Profesör Shunsuke Managi şunları ekledi: 'Bu sonuçlar, önleyici sağlık ve zindelik için ilaç dışı, yaşam tarzı temelli stratejilere olan ilginin artması göz önüne alındığında özellikle önemlidir.'

'Ayrıca bu araştırma, sağlık odaklı seyahat ve hizmetler için bilimsel doğrulama sağlayarak, özellikle kaplıcalarıyla bilinen bölgelerde kanıta dayalı sağlık turizminin gelişimini destekleyebilir.'

Çalışma Frontiers in Nutrition dergisinde yayımlandı.