İşletmelerde süreğen katma değer sorunsalı

Ekonomi gazetesinin 8 Mayıs 2025 tarihli sayısındaki haberlerden iki tanesinin başlığı dikkat çekiciydi. Paylaşlım: ‘Ekonominin temel sorunu katma değer üretememek (İrem Ceylan-Denizli)’; ‘Mobilya üretiminin her halkasında katma değere odaklanmalıyız (Duygu Göksu-İzmir)’. İlk demeç Denizli Sanayiciler ve İş İnsanları Derneği (DESİAD) Başkanı Nuri Turgut’a ait; ikinci demeç ise Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi’ye ait. Bir şeyi söylemezsek olmaz, hani derler ya ‘Be hey Yunus sana söyleme derler, ya ben öleyim mi söylemeyince’ o misal: bu sözler hiç de yeni değil, yıllardır söylenegelir, sorun kronik eşdeyişle süreğendir! Acaba kim kimin elini tutuyor? Nuri Turgut güzel söylemiş: ‘Sanayimiz ağırlıklı olarak fason üretime dayalı. Bu yapının dönüşebilmesi için üretim anlayışımızı yeniden yapılandırmamız gerekiyor’. Biz de soralım: Ne zaman? ‘Pink Floyd’un ‘Ayın Karanlık Yüzü’ adlı albümünden “Zaman (Time) adlı şarkısındaki kimi dizeleri anımsayalım (meraklısı 2023 Remaster’dan “https://www.youtube.com/watch?v=k9ynZnEBtvw” dinleyebilir):
‘Sıkıcı bir günü oluşturan anları harcayarak / Har vurulup harman savruluyor saatler nezaketsizce / Debelenip duruyorsun memleketinde bir parça toprak üstünde / Biri ya da bir şey sana yol göstersin diye / Yorulmuşsun güneşin altında yatmaktan, evde kalıp yağmuru izliyorsun / Gençsin ve zaman uzun, harcanacak vakit çok bugün / Ve bir gün bir bakacaksın bir on yıl ardında kalmış / Kimse söylememiş sana ne zaman başlayacağını, kaçırmışsın başlangıç atışını /…./ Bir nefesin daha eksilmiş, bir gün daha yakınsın ölüme / Her yıl daha da kısalıyor, hiç zaman kalmayacak gibi / Planların ya boşa çıkmış ya da yarım sayfalık karalamalarında kalmış / Dingin umutsuzluklarda salınmak İngiliz yöntemidir / Zaman doldu, şarkı bitiyor…’
İŞLETMELERDE RAPORLAMA: FİNANSAL RAPORLAMADAN ESG RAPORLAMASINA SIÇRAMA
İşletmelerde klasik salt finansal raporlama döneminin ardından yeni bir dönem başlamıştır. Bu yeni dönemde üç boyutlu (çevresel – sosyal – yönetişimsel) raporlamaya (ESG reporting) geçilmiştir. Bu bağlamda çeşitli modeller ortaya çıkmış olup bunlardan biri ‘Küresel Raporlama Girişimi’ tarafından oluşturulan GRI Raporlaması modelidir. Küresel Raporlama Girişimi (KRG : GRI), işletmelerin, hükümetlerin ve diğer kuruluşların iklim değişikliği, insan hakları ve yolsuzluk gibi konulardaki etkilerini anlamalarına yardımcı olan uluslararası bir bağımsız satandartlar organizasyonudur. 1997’de kurulan, genel merkezi Hollanda’da olan ve amacı sürdürülebilirlik raporlaması olan GRI’nin kurucuları Ceres, BM Çevre Programı ve Tellus Enstitüsü’dür.
GRI raporlaması, paydaşların değerlendirmelerini ve kararlarını önemli ölçüde etkileyen; kuruluşun önemli ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerinin raporlanmasıdır. Buradaki amaç, kuruluşun performansını sürdürülebilirlik konusundaki daha kapsamlı kavramlarla ilişkili olarak sunmaktır. Bu işletmenin performansını sektörel, yerel, bölgesel veya küresel düzeyde ekonomik, çevresel veya sosyal kaynaklara yönelik sınırlamalar ve talepler bağlamında incelemesini içerir. Ülkemizde de GRI raporlaması yapan şirketlerin sayısı giderek artmaktadır.
GRI raporlaması için GRI tarafından iki kitaplık bir kılavuz yayınlanmış olup, şu anda kılavuzun 4.revizyonu mevcuttur: G4 (ayrıntılı bilgi için bkz. https://www.globalreporting.org/how-to-use-the-gri-standards/gri-standards-english-language/).
GRI Standartları, aynı zamanda, tüm dünyadaki politika yapıcılar ve düzenleyiciler için güvenilir bir referanstır. Kendi yargı alanlarındaki şirketler tarafından finansal olmayan finansal raporlamayı teşvik eder ve etkinleştirirler.
Standartlar aşağıdaki setten oluşmaktadır:
GRI 101: Temel esaslar standardı / GRI 102 : Genel açıklamalar standardı / GRI 103 : Yönetim yaklaşımı standardı / GRI 200 serisi : Ekonomik standartlar / GRI 300 serisi : Çevresel standartlar / GRI 400 serisi : Sosyal standartlar.
Ekonomik standartlar serisinde yer alan Ekonomik Başarım başlıklı GRI 201 standardına göre sunulacak malumatların bir kısmı şöyle:
a) Şirketin küresel faaliyetlerinde - tahakkuk bazlı olarak - dolaysız üretilen ve dağıtılan ekonomik değer (EVG&D)
b) Dolaysız üretilen ekonomik değer: gelirler
c) Dağıtılan ekonomik değer: Faaliyet maliyetleri; çalışanlara ödenen ücret, maaş ve benzeri faydalar; ülkedeki hükümete yapılan ödemeler ve topluma yatırımlar;
d) Alıkonulan ekonomik değer: EVG’den EVD’ı çıkarttığımızda kalan değer;
e) Ülke, bölgesel ve pazar düzeyleri bazında raporlamak önemliyse bu yapılacaktır, önemi vurgulayacak ölçüt kullanılarak.
Bu ekonomik değerin açıklamasından hareketle tanımını “katma değer” olarak yapabiliriz. Bu amaçla düzenlenecek tabloya da “katma değer tablosu” diyebiliriz.
Bu amaçla bir şirket için muhasebe standartlarına uygun katma değer tablosu hazırlanmalı ve standartta verilen yaklaşım çerçevesinde sosyal paydaşların dağıtımdan aldığı paylar hesaplanıp, sonuçların eğilimleri analiz edilmelidir.
KATMA DEĞERİN ANASI NEREDE DANASI NEREDE ORTAYA ÇIKIYOR?
Son yıllarda ekonomi yazınında oldukça ilgi gören ‘Gülümseme Eğrisi (Smile Curve) yaklaşımı’na göre tasarım ürünün toplam katma değerinden giderek daha büyük pay almaktadır.
Yaşamda felsefesiz bir yaklaşım ile anlam geometrisi oluşturmak olanaksızdır. Bu konuda şahane bir meşale olan rahmetli İsmail Tunalı hocamızın kitabını salık verelim.
SONUÇ Bir işletmenin başarımına (performansına) sadece kâr odaklı değil hem verimlilik (katma değer) hem de sürdürülebilirlik (bkz. Onyama’nın kitabı) odaklı bakmak gerekir.
Sonsözü Gönül Dilek’in ‘Kar Kadın’ adlı şiir kitabından (Nurdan Yayınları, 2019) alıntılarla tablolarla konuşarak söyleyelim. Kâr – Zarar tablosuna şöyle demeli: “Ben seni / Normal zamanlarımda değil / Şuursuz anlarıma denk geldin de sevdim.” Ardından katma değer tablosuna bakıp şöyle diyebiliriz: “Az kalsın yüzüm gülüyordu / Bağışlayın efendim / Bazen haddim ve hakkım olmayan şeylere teşebbüs ettiğim oluyor böyle / Cahillik işte.”
Tele1