Daha sıcak hava kapıda! Kalp krizine dikkat!
Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları, yaşlılar ile kronik rahatsızlığı olanlar başta olmak üzere kalp ve damar hastalıkları olumsuz yönde etkiliyor.
Sıcak havalarda terlemeyle vücudun yüksek miktarda sıvı, sodyum ve potasyum kaybı yaşadığına işaret eden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ömer Erhan Karahasanoğlu, yaşanan bu elektrolit kayıplarının kalp ve damar hastalarında ciddi problemlere yol açabileceğini belirtti.
"SICAKLIKLAR HER YIL DAHA DA ARTIYOR"Küresel ısınmayla birlikte sıcaklıkların her yıl daha da arttığını ve 40 derecenin üstü sıcaklıkların artık rutin hale geldiğini belirten Uzm. Dr. Karahasanoğlu, "Yüksek sıcaklıklar, bol miktarda sıvı kaybı ve elektrolit kaybı yani sodyum, potasyum kaybı gibi tuz kaybı anlamına geliyor. Yaşanan su ve elektrolit kayıplarına bağlı olarak tansiyon düşmesi, sempatik sinir sisteminin sıcağa bağlı aşırı aktivasyonuyla kalpte ritim bozuklukları, hipertansiyon atakları görülebilir. Kalp yetmezliği olan hastalarda elektrolit, sodyum, potasyum kaybından kaynaklı kalp yetmezliği durumun artması ve buna bağlı solunum sıkıntıları meydana çıkabilir. Ritim bozukluğu olan hastalarda, yüksek sıcaklığa bağlı ritim bozukluğu atakları artabilir. Bunların yanı sıra yüksek sıcaklıklar kalp krizi riskini artırır. Sıcak havalarda da tansiyon ve ritim bozukluğuna bağlı olarak göğüs ağrıları ve kalp krizi tetiklenebilir" şeklinde konuştu.
Yaşanan yüksek sıcaklıkların daha önce kalp ve damar rahatsızlığı şikayeti olan kişilerde hastalıkları tetikleyebileceğine dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Dr. Karahasanoğlu, "Yüksek sıcaklıklara bağlı olarak hipertansif ataklar ortaya çıkartabilir. Kimi hastalarda tansiyon düşmesine bağlı bayılmalar olabilir. Daha önce kalp ve damar şikayeti olmayan hastalarda yüksek sıcaklıklar, kalp krizini ilk atak olarak ortaya çıkartabilir" ifadelerini kullandı.
"ÖĞLEN SICAKLIĞINDA MÜMKÜNSE DIŞARIYA ÇIKMAYIN"Sıcaklardan korunmak için günlük yaşamda tüm vatandaşların dikkat etmesi gereken bazı hususlar oluğunu dikkat çeken Uzm. Dr. Karahasanoğlu, "Herkesin özelikle de kalp ve damar hastalığı olanların daha da dikkat etmesi gereken hususlar var. Öğlen 12 ile 16 arasında, güneşin tam tepede olduğu dönemde açık havaya çıkmamak gerekiyor. Açık havaya çıkmak zorunda olanlar ise mutlaka şapka veya şemsiye gibi gölge yapacak materyaller kullanmaları ve açık havada bol miktarda sıvı tüketmeleri gerekiyor. Doktoru tarafından yürüyüş ve egzersiz yapması önerilen hastaların, egzersizlerini sabah erken saatlerde ya da akşam serinliğinde yapmaları gerekiyor. Günün her zamanında herkesin bol sıvı tüketmesi gerekiyor. Ama bu sıvı alımını yaparken de kilo alımı olmaması için kilo takibi yapmalarını öneriyoruz. Daha açık renkli, pamuklu kıyafetler tercih etmeliler" dedi.
Kalp ve damar hastalığı rahatsızlığı olan hasta sayısının risk faktörlerinin yanı sıra teşhise bağlı olarak da son dönemlerde artış gösterdiğinin altını çizen Uzm. Dr. Karahasanoğlu, şu önerilerde bulundu: "Eskiye göre daha fazla yiyoruz ve böylelikle daha fazla kalori alıyoruz ve daha sedanter yaşam tarzımız var. Sigara kullanımı genç yaşlarda daha da arttı. Madde kullanıma bağlı olarak da kalp ve damar hastalıkları tetikleniyor. Bu konuda gençlerde kalp ve damar hastalığı sorunları ve kalp krizleri artıyor diyebiliriz. Bunlara bağlı olarak tıpta kullanılan teknolojilerin gelişmesine bağlı olarak da hastalıklar daha kolay teşhis edilebiliyor. Geçmiş dönemlerde çoğu hastanın hastalığı belirlenemezken ve ani ölümlerle karşılaşılabilirken şimdi elimizdeki imkanlarla teşhis koymamız kolaylaştığı için genç yaşlarda bu kalp damar rahatsızlıkları görülme oranı artıyor."
Habertürk