Farkımız

Bizim farkımız çok açık ve nettir. Öncelikle Tevhit inancının ilkelerini içinde bulunduran son din İslam aynı zamanda insanlığa inanç hürriyeti getirmiştir. “Dinde zorlama yoktur.” (Bakara/256) Bu ilkeyi sadece dillendirmemiş aynı zamanda fiilen uygulamıştır. İslam'dan haberdar olmayanlara tebliğ vardır ama zorlama ve aldatma yoktur. Tebliğin karşılığında zorla İslamlaştırma yoktur. Müslümanlar dinlerini asla sömürü aracı olarak ta kullanmadı. Bu anlayış nedeniyle de Medine Sözleşmesi imzalanabilmiştir. Hz. Ömer Kudüs'ü savaşsız teslim aldığında “Kilisede namaz kılarsam sonra gelen Müslümanlar -Halifemiz burada namaz kıldı. Biz de kılalım- der ve siz kilisede rahat ibadet edemezsiniz” diyerek orada namaz kılmayı kabul etmemiştir. Avrupa'ın ortalarına kadar giden ecdadımız sadece eser bırakmıştır. Yıkım yoktur. Yıkarak insanlığı dize getirmek bizim işimiz değildir. Onarmaktır bizim işimiz.
Ya şimdiki Hıristiyan ve Yahudilerin devlet adamları ve özellikle din adamları öyle mi? Maalesef daima sömürgeciliğin öncü kolları olmuş, İslam'a olmadık iftiralar atmayı kendilerine vazife bilmişlerdir. Gazze'deki soykırıma bakalım. Nerede Vatikan? Hani o barış güvercinleri uçuran Papa? Nerede o BM? Beş kişinin dudakları arasına sıkışmış; birisi öneriyi reddetti mi hiçbir kararı uygulamak imkânsızdır. Hani İnsan Hakları teşkilatı? Nerede savaş sırasında sivil halka ilişmemek? İnsanın doğuştan getirdiği beslenme ve barınma hakları nerede? Hepsi ip gibi zalim ve gaddar Netenyahu Siyonist'inin ardına dizilmişler. İki yıldır devam eden soykırıma ve vahşete karşı seslerini çıkarmıyorlar.
Sonradan Filistin'e geldikleri tarihçe sabit olan Siyonist Yahudiler adamların topraklarını, evlerini, bahçelerini çaldıktan ve yüzbinlerce masum halkı katledildikten sonra Filistin'i devlet olarak tanımaya başladılar. Tabi “ba'de harabi Basra.” Ben inanıyorum ki, bu da bir planın parçası. Çünkü bu zihniyet yalanı su gibi içmekte beis görmemektedir. Koskoca(!) ABD Başkanı Tramp “esirler ofisime geldiler, size iyi baktılar mı dedim? Yok bakmadılar” minvalinde koca yalanı dünyanın gözüne baka baka söyledi. Bunlarda utanma arlanma da yok. Eğer doğruysanız serbest bırakılan esirlere uygulanan röportaj yapma yasağını kaldırın. Biz biliyoruz ki, esirler HAMAS'tan memnundu. Memnuniyetleri de sözlerinden, davranışlarından belli oluyordu. Bunu tüm dünya gördü.
Göstermelik yardım komisyonuna İslam karşıtlarını görevlendiren, Gazze'de “galiba çocuklar açlıktan ölüyor.” Diyen bu zalimlerden ne beklersiniz? Şu anda özellikle Siyonistlerin finanse ettikleri basın ve iletişim organları uygulanan zulmü tersyüz edip dünyaya servis ediyor. Yani “HAMAS bize saldırdı ve masumları öldürdü o nedenle meşru müdafaa hakkımızı kullanıyoruz.” Diye yalan söylüyorlar. Hâlbuki HAMAS yıllardır uygulanan ambargoyu kırmak için eğlence merkezinden insan kaçırdı ve bununla bir çıkış yolu aradı. Eğlence yerindeki kurşunlanan araçların tamamını korkuya kapılıp şuursuzca kendileri yakıp yıktı ve sivil halkı öldürdü. Bunu kendi adamları söylüyor. Korkaklar her zaman böyledir. Orantısız güç kullanırlar. Şu Gazze'nin, Ramallah'ın haline bakın. ” Ben de insanım diyen” hangi vicdan buna sessiz kalabilir ki? Çocukların, kadınların, yaşlıların, sivil halkın başlarına ateş yağdırıyor kâfir Siyonistler. Bu nasıl bir haldir? Hiç mi insanlıktan bir parça kalmamış sizde? Taş mısınız? Ama size aslı bozulmuş Tevrat'ınız ve Tanah'ınız öyle öğretiyor. Mesih'i bekliyorsunuz Dünya imparatorluğu kurmak için ama bilin ki, bela kapınıza dayandı. Haberiniz yok.
Bizim farkımız bunlar gibi olmamaktır. Biz Müslümanlar kimsenin dinine, ibadethanesine dokunmadık. Biz böyleyiz. Biz karşılık beklemeden yardım eder, kimsenin elinden ekmeğini almayız. Buna tarih şahittir elhamdülillah. Yağmalamadık. Fethettiğimiz yerlerin yeraltı zenginliklerine çöreklenmedik. Altınlarını, gümüşlerini, petrollerini çalmadık.
Biz aynı zamanda İsrailoğulları'na gönderilen tüm peygamberlere ayırım yapmaksızın iman ederiz. Peygamberler arasında ayırım yapmayız. (Bakara/285) Ama ne Hristiyanlar, ne de Yahudiler Hz. Muhammed'i (a.s.) kabul etmezler. Bizim bir farkımız da budur.
Ancak geçmişi çok temiz olan İslam dünyasının şimdiki mensupları olan bizler İslam'ı iyi temsil gücüne sahip değiliz. Kantoğlu'nun dediği gibi “İslam mevcut insan bakıyyesinden memnun değil, kendisine yeni bir insan bakıyyesi devşiriyor korkarım.” Eğer İslam'ı iyi temsil edemez isek insanlık dibe vurmanın eşiğindedir. Dileriz bu şizofren zihniyetlerden halkların temiz vicdanlarının ayaklanması ile kurtulur insanlık. Tüm değerlerin ayaklar altına alındığı günümüzde başka çıkış yolu kalmadı gibi. Son çıkışa geldik. “Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.”
Yusuf SARIKAYA / Tımeturk
Timeturk