Bese Hozat kimdir ve nereli? Türk mü? İşte gerçek adı, kökeni ve PKK'daki rolü

Yayınlanma: 12 Temmuz 2025, 09:50

PKK'nın silah bırakma süreci kapsamında Süleymaniye’de yapılan açıklamalarda öne çıkan isimlerden biri Beşê Hozat oldu. Gerçek adı Hülya Oran olan Hozat, uzun süredir örgütün üst düzey yönetim kadrosunda yer alan etkili figürlerden biri olarak tanınıyor. İşte, Beşê Hozat’ın kimliği, kökeni ve PKK'daki yeri hakkında detaylar.

BEŞÊ HOZAT KİMDİR KAÇ YAŞINDA? GERÇEK ADI NEDİR?

Beşê Hozat, gerçek adıyla Hülya Oran, PKK'nın ve KCK'nin en üst düzey yöneticileri arasında yer alıyor. 1977 yılında Tunceli'nin Hozat ilçesinde doğan Hozat, Kürt kökenli olup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Örgüt içinde kadın kimliğiyle öne çıkan ve ideolojik söylemleriyle dikkat çeken Beşê Hozat, 2013 yılından bu yana KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı olarak görev yapıyor.

BEŞÊ HOZAT KİMLİĞİ VE KÖKENİ NEDİR?

Beşê Hozat, doğduğu yer olan Tunceli’nin Hozat ilçesinden aldığı takma adla tanınıyor. Asıl adı Hülya Oran olan Hozat’ın anne ve babası Hasan ve Geyik Oran’dır. Dersim bölgesinin kültürel mirası ve politik atmosferi, onun dünya görüşünü şekillendirmiştir. Eğitim hayatı hakkında net bilgiler olmasa da genç yaşta örgüt saflarına katıldığı ve zamanla yönetim kademelerinde etkili bir konuma geldiği biliniyor.

Kürt kökenli ve Türk vatandaşı olan Hozat’ın kimliği, hem Türkiye kamuoyunda hem de örgüt içindeki kimlik siyaseti tartışmalarında sıkça gündeme gelmiştir.

BEŞÊ HOZAT PKK İÇİNDEKİ ROLÜ VE STRATEJİK KONUMU

Beşê Hozat, PKK’nın ideolojik çerçevesini belirleyen ve uygulamaya geçiren KCK’nin eşbaşkanlığı görevini sürdürmektedir. Bu konum, Abdullah Öcalan’dan sonra gelen en etkili figürlerden biri olmasını sağlamıştır. Kadınların örgüt içindeki yerini savunması ve feminist perspektifle yürüttüğü söylemleri, onu farklı bir noktaya taşımıştır.

11 Temmuz 2025’te Irak’ın Süleymaniye kentinde yapılan silah bırakma töreninde yaptığı konuşma, hem örgüt içinde hem de dış kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu konuşma, Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlayan yeni sürecin en sembolik adımlarından biri olarak görülüyor.