Asteroitler ve ebabil kuşları

Önce size asteroit nedir, sorusunu aktarmalarla cevaplayayım:
Asteroit, Mars ve Jüpiter arasında, belirli bir yörüngede Güneş'in çevresinde dönen çeşitli boyut ve şekillerdeki kaya ve metal parçalarına verilen admış. Anılan alan içinde milyonlarca asteroit bulunuyormuş. Gezegenler kadar büyük olmasalar da yüzlerce kilometre çapında olanlara rastlanıyormuş. Dünyaya yakın çapı beş kilometre olan asteroitler de biliniyormuş.
Şimdi bu bilgiyi bir kenara bırakıp. Ebabil kuşlarının gagalarındaki taşlardan söz edeyim:
Ebabil kuşları Fil Suresi'nde yer alıyor. Kuran-Kerim'de de yer alıyorlar. Kabe'yi yıkmak için gelen; dönemin en acımasız, İslam düşmanı, Ebrehe ve kalabalık fil ordusunu gagalarıyla taşıdıkları taşları atarak yenilmelerine sebep olmuşlar. Bir yılda yaklaşık 200 bin km. uçma yeteneğini sahipler.
Dini hikayelere konu olan ebabil kuşu, Türkiye'de ilkbaharda görülmeye başlar, sonbaharda güneye göç ederler. Fil suresinin anlattığı ebabil, diğer kuşlar gibi dik bir şekilde duramaz. 16–17 cm boyunda, kentler ve açık alanlarda yaşar. Gece-gündüz havada kalır ve uçarken uyurlar. Geceleri de görebilirler.
Folklor, Zooloji, Teoloji bilim dallarını ilgilendiren konulardan sıyrılıp, astronomi biliminin alanına giriş yapabiliriz.
Ebabil kuşlarının gaga ve ayaklarındakiler kadar var mı, yok mu bilemem ama, yeryüzüne her gün tonlarca gezegenler arası parçacıklar yağıyor. Parçacıkların çoğu küçük olduğu için atmosferde yok oluyorlar. Bunlara genelde meteor veya meteor yağmurları diyoruz. Dünya yüzeyine ulaşan tüm gezegenler arası malzemenin büyük çoğunluğu, neredeyse çok uzun zaman önce birbiriyle çarpışan asteroit parçaları olarak ortaya çıkıyor. Ortalama 100 yıllık bir arayla, yaklaşık 50 metreden büyük kayalık veya demir asteroitlerin Dünya yüzeyine ulaşması ve belki de yerel felaketlere neden olması mümkün.
Asteroidin Dünya'ya çarpması konusunda endişelenmeniz gerekebilir. Dinozorların neslinin tükenmesine yörüngelerini terk eden bir asteroidin sebep olduğu söylenmekte.
Yeni ve kaydedilen kazalardan biri, Rusya'nın Sibirya kentinde meydana gelen geldi. 30 Haziran 1908'de Sibirya'daki Tunguska bölgesine 40 m çapında bir asteroid çarptı.
15 Şubat 2013'te, yaklaşık 20 metre çapında küçük bir asteroid, Chelyabinsk kasabası yakınlarındaki Chelyabinsk Oblastı üzerinde düştü. Şok dalgası kasabanın binalarındaki camları parçaladı. Yaklaşık 1.500 kişin yaralandı.
Günümüzde Gönül Kabe’sinin üzerine Tanrı Ebabil kuşlarını mı, astreoit taşlarını mı gönderir bilmeyiz ama, Orhan Veli Kanık’tan “Ebabil” şiirini okuyabiliriz:
“Alıp içinde sesler uçuşan bu akşamdan
Hafızamı bir deniz kıyısına çeken yol,
Aydınlık rüyaların peşine düşen gondol
Mavi bir denizde yüzer gibi yanan şamdan.
Tuşların üstünde karanlığın heyulası
Ve birden kalbe çırpınışlar veren hatıra.
Çekmede beni saadet dolu dünyalara
Mine parmaklarında sedalaşan hülyası.
Sıyrılmada gözlerimden yıllarca geceler
Ve yalnız kalmada bir yaza ram olan sahil,
Uçuşmada gökyüzünde bir sürü ebabil:
Sevgimi ve hasretimi ebedi kılan yer.
Açık pancurlarından seslerin dökülüşü..
Bir göl mü ürpermede ruhun uzaklarında?
En yakın sevgiyi duymayan dudaklarında
Her yaşayıştan daha güzel olan gülüşü.
Ilık gölgelerde uyutup düşünceleri
Beyaz etekler ile bana göründüğün an
Ve kapıları yeşil sabahlara açılan
Sıcak tahayyüllerle dolu yaz geceleri.
Renkli fanusların altında doğan dünyası,
Omuzlarında ay ışığından örgülerle
Eklenmede içime hasret kaldığım yerle
Mine parmaklarında sadalaşan hülyası.”
İstanbul Gazetesi