Alt İşverenliğe Dair | Alt işverenle Çalışmanın Getirdiği Riskler

Alt işveren ilişkilerinde yer alan risk faktörleri mutlaka dikkate alınması gereken unsurlar. Alt işverenlerle çalışmanın beraberinde getirdiği riskler, firmanın marka itibarı ve operasyonel süreçlerine doğrudan etki edebilir. Bu nedenle risk yönetimi stratejilerinin titizlikle belirlenmesi gerekir. Alt işverenlik ilişkilerinde iletişim kopuklukları ve kontrol mekanizmalarının yetersizliği sadece operasyonel verimliliği düşürmekle kalmaz, asıl işverenin hukuki sorumluluklarını ve anlaşmazlık risklerini de artırır. Bu noktada, alt işverenlik ilişkisine dair risklerin doğru tespit edilip yönetilmesi hem üst yönetimin hem de ilgili departmanların dikkatle incelemesi gereken konulardandır. Gerek muvazaa riski gerekse müteselsil sorumluluk ilkesinin asıl işvereni tüm alt işveren işçilerinin haklarından sorumlu tutuyor olması, tüm risklerin tespit edilmesi gereksinimini zaruri hale getirir.
Risklere proaktif yaklaşım geliştirmek adına düzenli denetimlerin, süreç izleme mekanizmalarının ve hukuki danışmanlık hizmetlerinin entegrasyonu hayati önem taşır. Firmalar, alt işverenlerle ilgili denetim ve kontrol mekanizmalarını kurarken, ancak süreç içindeki tüm paydaşların uyum içinde çalışmasını sağlayarak olası aksaklıkların önüne geçebilirler.
Teknolojinin sunduğu veri analiz ve izleme araçları da alt işverenliğe dair denetim, kontrol ve risk yönetiminde önemli rol oynamaya adaydır. Dijital dönüşümün getirdiği imkanlarla, iş süreçlerine dair anlık verilerin yakalanması ve değerlendirilmesi, sorunların erken aşamada tespit edilmesini ve müdahalede bulunulmasını mümkün kılarak, sistematik bir risk yönetimi kültürünü destekler.
Alt işverenlik ilişkilerinin kurulumundan sürdürülmesine tüm aşamalarda yaygın görülen hatalardan biri, alt işveren seçimi ve denetimi süreçlerinin, bu konularda ehil olmayan orta kademe yöneticileri tarafından yürütülmesidir. Doğru alt işveren seçimi, denetimi, yasal ve performans takibi gibi süreçleri inşa etmek ve uygulamak, ancak konuyla ilgili tüm paydaşların katıldığı bir komisyon ile mümkün olabilir. Bu süreçlerin yönetimini bir veya birkaç orta kademe yöneticisinin eline bırakmak, farkında olunmayan risklerin ve gelecekte yaşanması kuvvetle muhtemel sorunların üstlenilmesine neden olur.
Alt işverenlerle çalışmanın yarattığı riskler, titiz planlama, çoğulcu katılım, şeffaf yönetim ve teknolojik destekle minimize edilebilir. Firmalar bu stratejik yaklaşımlar sayesinde, alt işverenlerle olan ilişkilerinde hem esneklik hem de güvenlik unsurlarını bir araya getirebilirler ve onlardan yüksek verim alabilirler. Aksi halde alt işverenlerle ilişkili kronik sorunlar yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
İstanbul Gazetesi