General Pacek, Polonya'yı ABD'de neden kimsenin temsil etmediğini şöyle anlattı: "Üzücü."

Agnieszka Niesłuchawska, "Wprost": Bu hafta, NATO Genelkurmay Başkanları toplantısı düzenlendi ve toplantıya NATO Avrupa Kuvvetleri'nin yeni Komutanı General Alexus Grynkewich katıldı. Daha sonra, daha küçük bir grupla Ukrayna'ya yönelik güvenlik garantileri görüşüldü. Sizce bu gayrı resmi görüşmeler tam olarak neleri kapsıyordu?
General Bogusław Pacek: NATO üye ülkelerinin genelkurmay başkanlarının toplantısı, mevcut uluslararası durum açısından büyük önem taşıyor. Ukrayna'ya alenen destek vermelerinden ve barışın adil olması gerektiğini vurgulamalarından memnuniyet duyuyorum. Ancak askeri komutanlar siyasetle ilgilenmediği için toplantı sonrası yapılan açıklama oldukça kısıtlı. Kilit kararları onlar almıyor, çünkü bu alan üstlerine, yani devlet liderlerine ayrılmış durumda. Ancak, böyle bir karar alınması halinde Ukrayna'da güç kullanımına ilişkin olası senaryoları tartıştıklarını varsayıyorum.
Düşünce birliği ve koalisyon uyumundan bahsediyorsunuz, ancak NATO ülkelerinin Ukrayna'ya İttifak birlikleri konuşlandırma konusundaki yaklaşımları farklılaşıyor.
NATO siyasetçileri farklı görüşlere sahip olsa da, bu birlikten kimse kopmadı. Toplantı askeri nitelikteydi ve önemli olabilecek konuların görüşülmesi için bir fırsat sağladı. Polonya'nın Ukrayna'ya asker göndermeyi planlamadığını biliyoruz, ancak kuvvetlerimiz, Ukrayna'ya garanti sağlayan operasyon da dahil olmak üzere faydalı olabilir. Polonya'nın rolü kapalı kapıları korumak ve düşmanın Avrupa'yı işgal etmesini engellemektir. Bizim rolümüz ise NATO'nun doğu kanadını korumaktır.
Dolayısıyla Avrupa birliklerinin Ukrayna topraklarına yönelik bir harekâtı halinde, birliklerimiz kendi topraklarımızda kalsalar bile faydalı olacaktır.
Bir hafta önce Alaska'da Vladimir Putin için kırmızı halı seren Donald Trump, birkaç gün sonra Volodimir Zelenskiy'i, beraberindeki Avrupalı liderler ve NATO Genel Sekreteri ile birlikte Beyaz Saray'da ağırladı. Zelenskiy, bunun Donald Trump ile bugüne kadarki en iyi görüşmesi olduğunu söyledi. Bir dönüm noktası, düşmanlıkların sona ermesi ihtimali var mı?
Bu toplantının tonu, barışın yakın olduğunu gösteriyor. Ancak, böyle bir olası barışın bedelini belirtmiyor. Trump daha önce Ukrayna'nın NATO'ya katılmayacağını ve doğusundaki bazı toprakları terk etmek zorunda kalacağını açıklamıştı. Gerisi spekülasyondan ibaret.
Tüm açıklamaların ortak noktası şu: ABD ile ilişkiler daha da kötüleştirilmemeli, çünkü bunlar olmadan çatışma çözülemez.
Bir yandan Trump, Putin'in beklentilerini büyük ölçüde kabul ediyor; hem de Ukrayna ve Avrupa'nın şu anda kabul edebileceğinden çok daha büyük bir ölçüde. Öte yandan, AB liderleri uzun zamandır Ukrayna'ya yönelik garantilerden bahsediyor. Ancak bu ikisi birbirini dışlıyor gibi görünüyor.
Batı ve Ukrayna'nın beklentileri Putin'in hayalleriyle örtüşmüyor, dolayısıyla her türlü garanti sadece bir teori ve kumda bir çizgi çekmekten ibaret. Rusya, NATO birliklerinin Ukrayna'da bulunma olasılığını kesinlikle reddettiği için bu konuda bir başarı olduğunu söylemek zor.
Ayrıca okuyun: Trump'ın Nobel Ödülü ve Putin ile görüşmelerinin gizli gündemi. Bu anket her şeyi söylüyor.
Batılı liderlerin Ukrayna'nın NATO'ya gelecekteki üyeliğinden ziyade garantilere odaklanması durumu anlaşılmaz kılıyor.
Peki Trump'ın Zelenskiy ile görüşmesi bizi barışa hangi anlamda yaklaştırıyor?
Bu, Batı da dahil olmak üzere her iki ülkenin de harekete geçme iradesini gösteriyor. Ancak iyi niyet yeterli değil, çünkü Putin uluslararası anlaşmalara hiçbir zaman saygı göstermedi. Savaşı kendi şartlarıyla bitirmek, Ukrayna'nın NATO'ya katılımını reddetmek ve Donbas'ın önemli bir kısmının geri alınmasını sağlamak istiyor. Ancak Moskova'nın tek şartı bunlar değil.
Wprost