Anket: Polonyalılar Vladimir Putin'in Ukrayna'da duracağına inanmıyor

Sergey Lavrov'un NBC News'e, Moskova'nın Vladimir Putin ile Volodimir Zelenskiy arasında acil bir görüşme planı olmadığını söylemesinin ardından Ukrayna'da barış umutları söndü. Donald Trump daha önce Volodimir Zelenskiy ile Avrupalı ​​liderler arasında Beyaz Saray'da düzenlenen zirvede böyle bir görüşmeden bahsetmişti. Rus ve Ukraynalı liderler arasındaki görüşmenin, diğer konuların yanı sıra bölgesel meseleleri ele alması bekleniyordu. İkili görüşmenin ardından Zelenskiy, Putin ve Trump arasında üçlü bir görüşme gerçekleştirilecekti. Bu görüşmede taraflar bir barış anlaşmasının ana hatlarını belirleyeceklerdi.

Lavrov, Putin'in Zelenskiy ile neden görüşmeyeceğini açıklarken, Ukrayna liderinin Vladimir Putin'in Alaska'da Trump ile yaptığı görüşmede sunduğu tüm talepleri reddettiğini belirtti. Reuters'ın haberine göre, bu koşullar arasında Ukrayna'nın Donbas'ın hâlâ Rus kontrolü altında olan kısmından (Donetsk Oblastı'nın yaklaşık %12'si) çekilmesi, Ukrayna'nın NATO üyeliğinden çekilmesi ve Batılı birliklerin Ukrayna'da konuşlanma olasılığının reddedilmesi yer alıyordu.

Lavrov'un açıklamalarının ardından Donald Trump, Zelenskiy ve Putin'e bir görüşme ayarlamaları için iki hafta süre verdi. Görüşme gerçekleşmezse, Trump Rusya'ya yaptırım veya gümrük vergisi uygulama olasılığını göz ardı etmedi, ancak Ukrayna'da barış müzakereleri girişimlerinden çekilebileceğini de belirtti.

24 Şubat 2022'de Ukrayna'ya yönelik tam kapsamlı saldırı, Putin'in bu komşusuna yönelik ikinci saldırısıdır. Rusya, 2014 yılında Kırım'ı neredeyse hiç savaşmadan işgal edip yasadışı olarak ilhak etmiş ve ayrıca uluslararası alanda tanınmayan iki bağımsız cumhuriyetin kurulduğu Donbas'taki Rus yanlısı ayrılıkçıları desteklemiştir.

2008 yılında, Gürcistan'ın Güney Osetya'nın kontrolünü yeniden ele geçirmeye çalışmasının ardından Rusya Gürcistan'a saldırdı. Savaşın sonucunda Rusya, Güney Osetya ve Abhazya'nın (Gürcistan topraklarının yaklaşık %20'sini oluştururlar) bağımsızlığını tanıdı.

Ukrayna'da savaşın patlak vermesinin ardından, Rus saldırganlığının bir sonraki hedefinin, yaklaşık 1.500-2.000 Rus askerinin ayrılıkçı Transdinyester bölgesinde barış gücü olarak konuşlandırıldığı eski bir Sovyet cumhuriyeti olan Moldova olabileceği endişeleri ortaya çıktı. Moldova, küçük bir silahlı kuvvete (yaklaşık 8.500 asker) sahip tarafsız bir ülkedir.

NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı General Alexus Grynkewich, Batı ile Rusya ve Çin arasında 2027'de küresel bir çatışmanın yaşanabileceği konusunda uyarıda bulundu. Böyle bir çatışma senaryosu, Çin'in Tayvan'a saldırması ve Rusya'nın eş zamanlı olarak bir NATO ülkesine saldırması anlamına gelebilir. Bild ayrıca, Alman yetkililerin Rusya'nın 2027'de İttifak'ın daha küçük ülkelerinden birine saldırmasından korktuğunu bildirdi. Bu bağlamda en çok Baltık ülkeleri anılıyor.

rp.pl için SW Araştırma anketine katılanlara, Ukrayna ile barış anlaşması imzalandıktan sonra Rusya'nın artık hiçbir Avrupa ülkesine karşı saldırganlık yapmayacağını düşünüp düşünmediklerini sorduk.

Katılımcıların %14,7’si bu soruya “evet” cevabını verdi.

Katılımcıların %66,8’i “hayır” cevabını verdi.

Katılımcıların %18,5’i ise bu konuda bir fikre sahip değil.

"Yaş açısından, 50 yaş üstü kişiler (%70) Ukrayna ile barış anlaşması imzaladıktan sonra Rusya'nın diğer ülkelerdeki askeri harekatı durduracağından şüphe duymaya en yatkın olanlar. Bu görüş, yüksek öğrenim görmüş on katılımcıdan yedisi ve geliri net 3.000 PLN'yi aşmayan katılımcıların aynı yüzdesi tarafından paylaşılıyor. İkamet yeri konusunda ise bu görüş, nüfusu 20.000 ila 99.000 arasında olan şehirlerde yaşayanlar arasında en yaygın (%71)," diyor SW Research kıdemli proje yöneticisi Wiktoria Maruszczak, anket sonuçları hakkında.