Boulder, Silikon Vadisi'ni tehdit eden yeni ileri teknoloji cenneti

Silikon Vadisi, en ileri teknolojik gelişmelerin yaşandığı yer olarak anılmaya devam ederken, Colorado'daki küçük bir kasaba, sektörde çalışanlar için uygulanabilir ve sürdürülebilir bir alternatif olarak ortaya çıkmaya başlıyor.

Nüfusu sadece 100.000 olan Boulder , son aylarda özellikle Trump yönetimini en çok eleştirenler arasında teknoloji meraklılarının cenneti haline geldi.

Boulder, son yirmi yıldır üç temel unsuru birleştirmeye odaklandı: yetenek, bilime kamu yatırımı ve güçlü bir çevre bilinci. Bu ekosistem, yeni kurulan şirketleri, araştırma merkezlerini, federal laboratuvarları ve IBM, Apple ve Microsoft gibi büyük şirketlerin ofislerini cezbetti.

Denver'ın dış mahallelerinde yer alan bu bölge, Kaliforniya Vadisi'nin aşırı rekabetçi modelinden çok uzak, işbirlikçi ve daha çevre dostu bir çevre arayan girişimciler, mühendisler ve araştırmacılar için bir çekim merkezi haline geldi.

Şehir, fizik, mühendislik ve çevre bilimleri alanında uzmanlaşmış ünlü bir kurum olan Colorado Üniversitesi'ne ev sahipliği yapmaktadır.

Yüksek nitelikli profesyoneller yetiştirmenin yanı sıra NOAA (Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi), NIST (Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü) gibi kuruluşlar ve iklim ve havacılık araştırmaları konusunda uzmanlaşmış merkezlerle aktif bağlarını sürdürmektedir.

Şehirde yaşayan bir yazılım mühendisi olan Reed Terrell , " Üniversite, Boulder'ın yeteneklerini yalnızca akademik alanda değil, aynı zamanda özel sektör ve girişimcilik arasında bir köprü olarak da ortaya çıkaran bir güçtür ," diye açıklıyor. "Burada altyapı var, ancak aynı zamanda denemeye, başarısızlığa ve tekrar denemeye olanak tanıyan bir kültür de var; bu da inovasyonun anahtarıdır."

Yaşam kalitesi de önemli bir faktördür. Diğer teknoloji şehirlerindeki yaşam temposunun aksine, Boulder açık hava rekreasyon aktiviteleri sunar: yürüyüş, bisiklet, kayak ve Rocky Dağları'nın eteklerindeki parklarda konserler.

Coğrafi konumu dolayısıyla şehir, kentsel ve doğal arasında mükemmel bir yer oluşturuyor ve şehir, aktif ve sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik ederken bundan sonuna kadar yararlanıyor.

Sovrn'da yazılım geliştiricisi olan David Streett, "Birçok çalışan sabahları çalışıyor ve öğleden sonra kayak yapmak için izin alıyor. Bu iş-yaşam dengesi istisna değil; normdur," diye açıklıyor.

Denver gibi büyük bir şehre yakınlığı da bir diğer artısı. David Streett bunu vurguluyor: "Yakın ve büyük bir uluslararası havalimanı var. Ülkenin dört bir yanından birçok direkt uçuş var. Denver ayrıca çok sayıda kaynak ve aktivite sunuyor ve arabayla sadece 45 dakika uzaklıkta. Bu, insanların buraya taşınması için harika bir yol."

Ancak her şey mükemmel değil. Boulder'ın başarısı beraberinde kentsel zorlukları da getirdi. Konut fiyatları yüksek, çevre koruma politikaları gayrimenkul büyümesini sınırlıyor ve yaşam maliyeti fırladı.

Yerel Konut Dairesi çalışanı Alaina Beaulaurier , "Yetenek var, fırsatlar var, ancak konut uzun vadede modeli tehlikeye atabilecek gerçek bir sorun" diye uyarıyor.

Bu gerginliklere rağmen Boulder, ilerici bir teknoloji merkezi olma özelliğini koruyor. Şehir, biyoteknoloji, kuantum hesaplama, yenilenebilir enerji ve savunma teknolojileri gibi sektörlere odaklanmış olsa da, güçlü bir etik anlayışına sahip.

Terrell, "Boulder'da çeşitlilik, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik için çabalıyoruz. Burası, Silikon Vadisi mantığıyla rahat hissetmeyen yetenekleri çeken bir yer," diye özetliyor.

Bu profil, ülkenin diğer bölgelerinde şehri bir tür ideolojik baloncuğa dönüştüren Trumpizm'in yükselişiyle çelişiyor.

Bilim karşıtı veya çeşitlilik karşıtı söylemler birçok bölgede artış gösterirken, Boulder kapsayıcılığı, sosyal etkiye sahip inovasyonu ve eğitim ile araştırmaya güçlü bir kamu yatırımını teşvik ediyor. Bu kültürel gerilim hem ulusal tartışmalarda hem de şehrin günlük yaşamında açıkça görülüyor.

Giderek daha fazla teknoloji şirketi için cazip bir merkez olma arayışında olan Boulder şehri, iddialı bir hedef belirledi: geniş bant bağlantısını, su, elektrik ve sanitasyon hizmetleriyle eşit düzeyde temel bir hak haline getirmek .

2018 yılından bu yana, yüksek hızlı internete eşit erişimi sağlamak için fiber optik omurga ağı geliştirmek üzere çalışmalar yürütüyor. Bu girişim, dijital uçurumları kapatmayı ve 21. yüzyılın zorluklarıyla başa çıkabilecek bir toplumsal telekomünikasyon altyapısını güçlendirmeyi amaçlıyor.

Boulder, 2024 yılı sonunda ALLO Communications ile şehirdeki tüm ev ve işyerlerine kaliteli ve uygun fiyatlı internet erişimi sağlamak için stratejik bir anlaşma imzaladı. 2025 yılı sonlarında aşamalı olarak başlayacak olan uygulama, eşitlik, kapsayıcılık ve çevresel sürdürülebilirlik olmak üzere üç temel alana odaklanacak.

Hükümet kaynaklarına göre bu politika, şehrin ilerici ruhunu güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda teknolojik ve bilimsel inovasyonun merkezi olarak profilini de güçlendiriyor.