Göç: AB'nin göçmenleri değil, 'düşman' devletleri cezalandırması gerekiyor, diyor rapor

Avusturya, Viyana merkezli bu AB ajansı, AB'nin, bloğu istikrarsızlaştırmaya çalışan hükümetler tarafından sömürülen göçmen akınını nasıl yönetmesi gerektiğini inceliyor. Devletlerin, bireysel olarak ele alınması ve özel ihtiyaçları olan kişilerin dikkate alınması gereken başvuruları kaydetme yükümlülüğü olduğunu belirtiyor. FRA'ya göre, "göçmenler genellikle kullanıldıklarının farkında değiller" ve AB, mevzuatı sayesinde bu "karma tehdit" ile mücadele etme araçlarına sahip. Örneğin, "bu göçü düzenleyen ülkelerden gelen kişilere vize kısıtlaması getirebilir" veya çok gevşek davranan "ulaşım şirketlerinin lisanslarını iptal edebilir".
Ayrıca, bu siyasi baskıyı etkisiz kılmak için, reddedilen sığınmacıların geri dönüşünü "etkili bir şekilde" ve "birkaç hafta içinde" gerçekleştirmesi gerekiyor. 2026 ortalarında yürürlüğe girecek olan Göç ve Sığınma Paktı, prosedürlerin hızlandırılmasına yardımcı olacaktır.
Ajans, "Bu, AB iltica sisteminin güvenilirliği için elzemdir" görüşünde ve şu anda sınır dışı kararlarının %20'sinden azı blok içinde uygulanıyor. FRA, AB'nin dış sınırının giderek artan "militarizasyonu" nedeniyle temel hakların tehlikeye girdiğine ve savunma yönetiminin tamamen Üye Devletlerin yetkisine girdiğine inanıyor ve Yirmi Yedi'nin son krizleri yönetme biçimini sert bir şekilde değerlendiriyor.
Örneğin Polonya, geçen yıl asker ve polis memurlarının sınırda ateşli silah kullanmalarına izin veren bir yasa çıkardı. Yunanistan'da, 2020 yılında Türkiye tarafından sınırı geçmeye teşvik edilen 103 kaçak göçmen hapis cezasına çarptırıldı. Dava "refakatsiz küçükleri" kapsıyordu ve "ailelerin ayrılmasına" yol açtı. Litvanya, Belarus'un 2021 sonlarında Afrika ve Orta Doğu'dan gelen göçmen akınını düzenlemesinin ardından olağanüstü hal uygulamaya devam ediyor.
SudOuest