Gazze: Netanyahu'nun planına yaptırımlar geliyor

Tel Aviv'de on binlerce protestocu (Rehine Aileleri Forumu'na göre 100.000 kişi), Benjamin Netanyahu ve aşırı sağcı işbirlikçilerinin Gazze'de yeni bir askeri operasyon başlatma yönündeki alaycı ve trajik kararını protesto etti . İsrail başbakanı, "Gazze'yi işgal etmeyeceğiz ," diye cesaretle iddia etti, "Gazze'yi Hamas'tan kurtaracağız."

Bu yanlıştır ve protestocular, bu sefer uluslararası kamuoyunun da desteğiyle, bunu büyük ölçüde anlamışlardır. Bu, Hamas'ın sonu olmayacağı gibi, rehinelerin kaderini daha da kötüleştirecek, hatta ölüme kadar götürecek ve silahlı gözetim altında, 2 milyon erkek, kadın ve çocuğu açık hava hapishanesinde korkunç işkencelere tabi tutacaktır.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve BM Genel Sekreteri de farklı bir görüş belirtmiyor ve bu yeni tırmanışın "daha fazla zorla yerinden edilmeye, daha fazla cinayete, daha fazla dayanılmaz acıya, daha fazla anlamsız yıkıma ve daha fazla vahşete yol açacağını" söylüyor. Ancak Netanyahu ve çevresi bunu görmezden gelemez, çünkü hedefleri Gazze'nin tamamen kontrolünü ele geçirmek. Donald Trump'ın Filistin topraklarını bir Riviera'ya dönüştürme vizyonunu hatırlayalım. Bunu açıkça söylemek gerekir. Tüm dünyanın gözü önünde, onlarca yıldır işlenen en suç teşkil eden girişimlerden biriyle karşı karşıyayız.

Hiç kimse, hiçbir ülkenin lideri "bilmiyoruz" diyemez. Şimdiye kadar bu politikayı kınamakta en isteksiz Avrupa ülkesi olan Almanya, İsrail'e silah ihracatını askıya alma kararı aldı. Bu kadar çok suçtan sonra çok geç olsa da, Fransa, İngiltere ve Kanada'nın Filistin Devleti'ni tanıma kararlarından sonra, ciddi bir tutum değişikliğinin işaretidir.

Bu yeterli değil. Donald Trump ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri müttefikinin yanında olmaya devam ediyor, ancak kamuoyunun görevi sesini duyurmak, devletlerin görevi ise bu imha planlarını durdurmak için en güçlü yaptırımları uygulamak. Sözler yeterli değil.