Sinirbilimci Rachel Barr: "Eğer istemiyorsanız spor salonuna gitmeyin. Beyin egzersiz için değil, hareket için evrimleşti."

İspanya'da artık herhangi bir fiziksel aktivitenin sağlığa faydalı olduğu tartışılmıyor. Güç sporları sadece kilo verdiren ve kaslarımızı güçlendiren sporlar değildir. Ancak nörobilimci Rachel Barr, spor salonlarının "tüm olası operasyonların merkezi" haline geldiği bir dünyada alışılmadık doğası göz önüne alındığında, birçok vatandaşı şaşırtabilecek bir konuşmayla geliyor.
Uzman, "Eğer spor salonuna gitmekten nefret ediyorsanız, gitmeyin" diyor. Sağlıklı bir yaşam sürmek için spor salonuna gitmenin şart olmadığını anlatan, sağduyu kadar güçlü bir mesaj. "Beyin, bugün bildiğimiz şekliyle spor yapmak için değil, sadece hareket etmek ve aktif kalmak için evrimleşmiştir."

Nörobilimci beklenmedik bir gerçeği ortaya çıkardı: Formda kalmak için spor salonuna gitmek şart değil. "Spor salonunda egzersiz yapmanın dünyanın en sıkıcı aktivitesi olduğunu düşünen birçok insan var ve bu sorun değil; gitmek zorunda değiller."
Beden kültünün her şeye egemen olduğu bir dünyada bu mesaj tuhaf geliyor. Ancak uzmanlar, günlük hayatımızda hareketi teşvik ederek, düzenli ve yapılandırılmış egzersizin tüm faydalarını elde edebileceğimize inanıyor; Spor salonu üyeliğine para ödemeden, faydalı bir yaşam tarzıdır.
Beynimizi günlük olarak bu şekilde eğitebiliriz
Sinirbilimci Rachel Barr, egzersiz yapmadan beyninizden en iyi şekilde nasıl yararlanabileceğinizi açıklıyor: "Merkezi sinir sisteminin ana organının nasıl çalıştığını anlamak için kökenlerimizi anlamak çok önemlidir: Beynimizin gerçekten neye ihtiyaç duyduğunu anlamak için evrimimizin başlangıcına, var olan ilk sinir sistemine geri dönmemiz gerekir."
Uzmanın kastettiği şey, "insanlar ortaya çıktığında, 'piyasada' bulunan tek memeli beyin tasarımları hareketten esinlenen işlevlere dayanıyordu." Bu, hem beynin hem de vücudun evrimleştiği, ancak bugün anladığımız anlamda fiziksel egzersiz gerektirecek yönde olmadığı anlamına geliyor.
Barr, " Oturma odasında dans edebiliriz, arkadaşlarımızla saklambaç oynayabiliriz ya da dışarıda ip atlayabiliriz... En çok neyi eğlenceli bulursak onu yaparız ve keyifli bir şekilde aktif kalmamızı sağlayarak pes etmeyiz." diyor.

Barr'ın önerdiği metodoloji içerisinde VILPA (Vigorous Intermittent Lifestyle Physical Activity) adı verilen yöntem özel bir yere sahiptir. Yerleşik spor rutinlerini takip etmek istemeyenler, günlük işlerimize fiziksel aktiviteyi de eşlik edecek şekilde teşvik eden bu hayati yaklaşıma kaydolabilirler.
Mesela VİLPA, merdivenleri hızlı çıkmak veya otobüse binmek istediğimizde hızlı yürümektir. Bu anlamda 2022 yılında Nature Medicine dergisinde yayımlanan çalışmada, hayatın her alanında ve süresinden bağımsız olarak " tüm aktivitelerin önemli " olduğu vurgulanıyor.
VILPA , günlük yaşamın bir parçası olarak yapılan kısa, aralıklı (örneğin 1 veya 2 dakikaya kadar süren) şiddetli yoğunluklu fiziksel aktiviteyi ifade eder; örneğin işe giderken veya merdiven çıkarken aralıklı tempolu yürüyüş yapmak gibi. Çoğu yetişkin için VILPA, yapılandırılmış egzersize göre daha uygulanabilir olabilir; çünkü minimum zaman ayırmayı ve özel bir hazırlık, ekipman veya tesislere erişim gerektirmemektedir.
ReferanslarEmmanuel Stamatakis, Matthew N. Ahmadi, Jason M.R. Gill, Cecilie Thøgersen-Ntoumani, Martin J. Gibala, Aiden Doherty, Mark Hamer . 'Giyilebilir cihazla ölçülen şiddetli aralıklı yaşam tarzı fiziksel aktivitesinin ölüm oranıyla ilişkisi'. Doğa Tıbbı 28, 2521–2529 (2022). 17 Nisan 2025 tarihinde https://www.nature.com/articles/s41591-022-02100-x adresinden çevrimiçi olarak erişildi.
20minutos