İran, İsrail saldırısının ardından Natanz nükleer santralinde radyoaktif kirlenme tespit etti: 'Zarar yer seviyesinde'

İran Atom Enerjisi Örgütü, İsrail'in son dönemde çok sayıda askeri yapı ve nükleer tesise düzenlediği saldırılar sonucunda, İran İslam Cumhuriyeti'nin en büyük nükleer tesislerinden biri olan ve İsrail saldırılarının sık sık hedefi haline gelen Natanz nükleer tesisinde radyoaktif kirlenme tespit edildiğini bildirdi.

Kuruluşun yöneticisi Muhammed İslami, " Hasar yer seviyesindeydi ve can kaybımız olmadı." dedi. Ayrıca, "halk için endişe yaratabilecek radyasyon sızıntısı olmadığı için durumun ciddi olmadığını" sözlerine ekledi.

İslami , nükleer tesisin dışında endişe edilecek bir durum olmadığını ancak içeride temizlik çalışmalarının yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.

"Bildiğimiz kadarıyla hasar yüzey alanlarıyla sınırlı. Şu anda hasarı dikkatlice değerlendiriyoruz" diye ekledi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı ise nükleer tesislere "asla saldırılmaması gerektiğini" belirterek, yaşananları "derinden endişe verici" olarak niteledi.

Uluslararası kuruluş, Natanz sahasının da vurulduğunu doğruladı ancak bölgede radyasyon seviyelerinde bir artış gözlemlemediklerini belirtti.

Bu açıklamalar, herhangi bir kontaminasyonun elenmesinden saatler sonra geldi ve bu da şu ana kadar tesiste herhangi bir hasar tespit edilmediğine işaret ediyor olabilir.

Resmi IRNA haber ajansı daha önce, İsfahan eyaletinin emniyet müdür yardımcısının, "Natanz'daki saldırı şimdiye kadar nükleer kirliliğe yol açmadı" dediğini aktarmıştı.

Ancak bir diğer hipotez de İran hükümetinin , İsrail saldırısının nükleer tesisine zarar verdiği gerçeğini kabul etmemek için bu bilgiyi açıklamaktan kaçındığıdır.

Natanz'daki saldırıya ek olarak, Tebriz havaalanında da bir yangın bildirildi. O şehirdeki yetkililer, saldırılarda sekiz kişinin öldüğünü söyledi.

Acil servis sözcüsü Mojtaba Jaledi daha önce devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, saldırılarda en az 95 sivilin yaralandığını ancak can kaybı olup olmadığını belirtmemişti.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, BM'ye gönderdiği mesajda saldırının bir "savaş ilanı" olduğunu belirterek , Güvenlik Konseyi'ni harekete geçmeye çağırdı.

Operasyon ülkenin çeşitli bölgelerindeki askeri ve nükleer mevzilere karşı gece yarısı başladı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu saldırıların "gerektiği kadar gün" devam edeceğini belirtti ve Savunma Bakanı Israel Katz olağanüstü hal ilan etti.

İran, saldırılarda Devrim Muhafızları'nın güçlü lideri Hüseyin Selami ve bu ideolojik ordunun en üst düzey komutanı Gulam Ali Raşid'in yanı sıra altı nükleer bilim adamının da hayatını kaybettiğini bildirdi.

Devlet televizyonu, ayrıca Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve Muhafızlar'ın havacılık kuvvetleri komutanı Alin Hacızade'nin de öldürüldüğünü bildirdi.

İran Devrim Muhafızları'nın yeni başkomutanı General Muhammed Pakpur ise selefinin suikastından bu yana seçkin askeri gücün komutanı olarak yaptığı ilk açıklamada, "Siyonistler için cehennemin kapıları yakında açılacak" dedi.

Ulaştırma Bakanlığı , ülke genelinde internet kısıtlamalarının uygulandığını ve "normalleşmenin ardından kısıtlamaların kaldırılacağını" söyledi.

İsrail ordusu, "Yükselen Aslan" adı verilen operasyonda 200 savaş uçağının konuşlandırıldığını ve yaklaşık 100 hedefi vurduğunu söyledi.

İran televizyonuna göre, ülkenin kuzeybatısındaki üç askeri tesise de saldırı düzenlendi.

"İran'ın nükleer zenginleştirme programının kalbine saldırdık. İran'ın Natanz'daki ana nükleer zenginleştirme tesisine saldırdık," diye kutladı Netanyahu.

İsrail ordusu, Tahran'ın atom bombasına doğru "geri dönüşü olmayan noktaya" yaklaştığını kanıtlayan bilgilere sahip olduğunu iddia ediyor. Orduya göre, "İran rejimi İsrail Devleti'ni yok etmek için somut bir plana sahipti."

ABD ve İsrail başta olmak üzere Batılı güçler İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçluyor ancak Tahran bu iddiayı reddediyor.