Beşeri Bilimler: Küresel Teknolojik Devrimi Dengelemenin Anahtarı

Son yıllarda, hükümetler ve işletmeler teknolojik eğitimi teşvik etmeye odaklandılar. Gençleri küresel ekonomiye hazırlamak amacıyla robotik, yapay zekâ ve nanoteknoloji teşvik ediliyor. Ancak bu yaklaşım, kritik bir boyutu göz ardı ediyor: bilimsel ilerlemenin sosyal, kültürel ve etik sonuçları üzerine düşünmek.
Tarihsel örnekler bunu doğruluyor. Atom bombası teknolojik bir dönüm noktasıydı, ancak aynı zamanda Hiroşima ve Nagazaki'yi de yerle bir ederek günümüze kadar uzanan izler bıraktı. Benzer şekilde, silah endüstrisindeki gelişmeler Irak, Afganistan, Ukrayna ve Filistin'deki son çatışmaları körükledi. Etik bir temeli olmayan teknoloji, kitle imha silahına dönüşebilir.
Yapay zeka bugün ek bir zorlukla karşı karşıya. İnovasyona kapılar açarken, aynı zamanda deepfake'ler aracılığıyla yanlış bilgi yayma, izleme sistemleri nedeniyle gizlilik kaybı ve otomasyon nedeniyle işlerin yerinden edilmesi gibi tehditler de yaratıyor. Uzun vadede, giderek daha otonom hale gelen sistemler karşısında insanlığın kontrolü kaybedeceğinden bile endişe ediliyor.
Beşeri bilimler (felsefe, tarih, sanat, edebiyat ve kültürel çalışmalar) teknolojik devrim karşısında dengeyi korumak için gerekli araçları sunar. Önemli olan yeniliği reddetmek değil, aksine ona sorumlu karar almayı mümkün kılan etik bir çerçeve sağlamaktır.
Yalnızca teknolojiye odaklanan bir eğitim, algoritmalara bağımlı, eleştirel düşünme ve yaratıcılıktan yoksun nesiller yetiştirme riski taşır. Öte yandan, beşeri bilimleri entegre etmek, her bilimsel gelişmenin sonuçlarını sorgulayabilen, tartışabilen ve değerlendirebilen vatandaşlar yetiştirmeyi sağlar.
Giderek dijitalleşen bir dünyada, eğitimin insani boyutunu yeniden canlandırmalıyız. Ancak bu şekilde, sadece "robot" değil, teknolojinin topluma hizmet etmesi gerektiğini, tam tersinin olmaması gerektiğini anlayan yetkin profesyoneller yetiştirmek mümkün olacaktır.
La Verdad Yucatán