Göç politikası | Almanya'da korumaya ihtiyaç duyan daha az insan var

Sığınma başvuruları bu yılın ilk yarısında önemli ölçüde azaldı. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF), bu dönemde Almanya'da ilk kez koruma başvurusunda bulunan 61.336 kişiyi kaydetti. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre neredeyse yüzde 50 daha az. Berlin'deki Federal İçişleri Bakanlığı sözcüsü, "Ocak-Haziran 2025 döneminde, 72.818 resmi sığınma başvurusu yapıldı, bunların 61.336'sı ilk başvurular ve 11.482'si takip başvurularıydı" dedi.

Bu düşüş, birbiriyle etkileşim halinde olan birkaç faktöre bağlanabilir. İlk olarak, tüm Alman sınırlarında sabit kontrollerin kademeli olarak uygulanması, korumaya ihtiyaç duyanların iltica başvurusunda bulunma fırsatını engelledi. Aynı zamanda, Balkan devletlerinin sıkılaştırılmış savunma önlemleri, daha az sayıda insanın güneydoğu Avrupa rotası üzerinden kaçabilmesine katkıda bulundu. Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı (UNHCR), uzun zamandır kara yoluyla seyahat eden insanların bazen herhangi bir yasal işlem yapılmadan gözaltına alınması ve koruma ihtiyaçları açıklığa kavuşturulmadan zorla komşu ülkelere geri gönderilmesi konusunda endişelerini dile getiriyor.

Mülteci rotasındaki bu yapısal değişikliklere ek olarak, Aralık ayında devlet başkanı Beşşar Esad'ın devrildiği Suriye'deki siyasi çalkantı da sığınmacı sayıları üzerinde etkili oluyor. Yıllardır Almanya'daki sığınmacıların ana menşe ülkesi olan Suriye, 2025'in ilk yarısında 15.127 başvuruyla Afganistan'ın hemen arkasında yer alırken, şimdi 15.181 ilk başvuruyla en önemli menşe ülkeleri listesinde başı çekiyor.

Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt (CSU) bu gelişmeyi politikasının bir onayı olarak görüyor: "Bunlar açık başarılar," dedi "Bild" gazetesine. Bu yolda "tutarlı bir şekilde" devam etmek ve "göçü tekrar altüst etmek" istiyor.

Aslında Almanya, gerekli belgelere sahip olmayan göçmenlerin girişini engellemek için 2023'te kontrolleri başlatmıştı. Mayıs başında koalisyon hükümetinin koalisyon hükümetinin göreve başlamasıyla kontroller genişletildi ve kurallar sıkılaştırıldı . Eskiden olduğu gibi, sığınma talebinde bulunan kişiler artık geri çevrilebiliyor.

Ancak bu tür retlerin yasal dayanağı tartışmalıdır. Federal İçişleri Bakanlığı sözcüsünün Stern dergisine verdiği bilgiye göre, üç Somalilinin Almanya-Polonya sınırında reddedilmelerine karşı açtığı davaya ek olarak, üç vaka daha bildirildi.

Haziran ayının başında Berlin İdari Mahkemesi, Frankfurt (Oder) tren istasyonundaki sınır kontrolü sırasında üç Somalilinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Sığınma başvurularından hangi AB ülkesinin sorumlu olduğuna dair bir açıklama yapılmadan reddedilmemeleri gerektiğini belirtti. Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt (CSU) kararı "bireysel bir dava kararı" olarak nitelendirdi.

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, "Stern" dergisine yaptığı açıklamada, Dobrindt'in yeni hükümetin göreve gelmesinden kısa bir süre sonra daha yoğun sınır kontrolleriyle birlikte emrettiği ret kararlarının kesin gerekçelerini yalnızca idari mahkemedeki ana davada açıklamaya devam edeceğini söyledi.

Ancak, yasal sorun Almanya'nın ötesine uzandığından, birçok uzman Avrupa Adalet Divanı'nın yasallığı kesin olarak açıklığa kavuşturan ilk kişi olacağını varsayıyor. Daha sonra, Almanya'nın Avrupa Birliği'nin İşleyişine Dair Antlaşma'nın 72. Maddesi uyarınca, "kamu düzeninin korunması" artık garanti edilmediği için, korumaya ihtiyaç duyan kişileri incelemeden reddedip reddedemeyeceği muhtemelen açıklığa kavuşacaktır.

Bu soru henüz çözülememişken, komşu ülkelerle çatışma tırmanıyor: Polonya, kendi adına, Pazartesi günü Almanya ile sınır kontrollerine başlayacak ve Almanya da sınır kontrollerini sonlandırırsa bu önlemi kaldırmaya hazır. Dobrindt, Avrupa göç politikasını görüşmek üzere 18 Temmuz'da Zugspitze dağında birkaç komşu ülkeden muhataplarını bir toplantıya davet etti. Ajanslarla