Trump Etkisi: Microsoft ve diğer ABD bulut sağlayıcıları müşteri kaybediyor, Alman şirketleri seviniyor

Brad Smith'in sözleriyle bir şeyi yorumlamak istersek, bu "sinirlilik" olabilir. Microsoft Başkanı ve Başkan Yardımcısı , şirketin internet sitesinde yayınladıkları uzun blog yazısında Avrupa'daki müşterilerine seslendi. Metnin özeti şöyle: Panik yapmayın, sizi duyuyoruz. Ve: Avrupa'daki hizmetlerimiz güvenlidir.

Smith metinde birkaç konuya değiniyor. Özellikle bir nokta dikkat çekiyor: Smith, bir paragrafta "Avrupa'nın dijital dayanıklılığı, jeopolitik dalgalanma dönemlerinde bile korunacak" vurgusunu yapıyor. Bunu başarmak için bir Avrupa bulutu oluşturmak ve “aklın sesi” olarak hareket etmek istiyorlar. Ve eğer tüm bunlar başarısız olursa, ABD hükümetiyle çatışmaya bile girilebilir.

Gönderide, "Dünyanın herhangi bir yerindeki bir hükümet tarafından Avrupa'daki bulut operasyonlarımızı askıya almamız veya durdurmamız yönünde beklenmedik bir emir verilmesi halinde, mahkemeye başvurmak da dahil olmak üzere elimizdeki tüm yasal yolları kullanarak bu tür önlemlere hızla ve güçlü bir şekilde itiraz etmeyi taahhüt ediyoruz" ifadeleri yer alıyor. Smith'e göre ayrıca Microsoft, Avrupa veri koruma düzenlemelerine uymaya ve Avrupa siber güvenliğini korumaya kararlı.

Avrupalı ​​müşterilere yazılan mektup tesadüf değil: Donald Trump göreve geldiğinden beri birçok Avrupalı , Amerikan teknoloji şirketlerine olan bağımlılıkları konusunda endişe duyuyor. Ocak ayında düzenlenen yeni başkanın yemin törenine hemen hemen tüm büyük teknoloji şirketleri milyonlarca dolarlık bağışta bulunarak destek verdi. Kısa bir süre sonra bazıları açıkça onun politikalarını benimsedi . Microsoft da para bağışında bulundu . Şirketin kurucusu Bill Gates, Ocak ayında Trump'ı açıkça övdü : Gates, başkanla bir akşam yemeğinin "oldukça büyüleyici" olduğunu söyledi.

Ancak o tarihten bu yana Trump, kendi ülkesinde devlet yapılanmasını hızla ilerletmekle kalmadı, aynı zamanda Avrupa'ya olan güveni de büyük ölçüde yok etti. Danimarka'ya ait olan Grönland'ı ilhak etme tehditlerinden, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile yaptığı görüşmelerden veya sürekli yeni gümrük vergileri açıklamalarından bu anlaşılıyor. Şirketler, otoriteler ve bireyler artık şu soruyu soruyor: ABD'li teknoloji şirketlerine ne kadar güvenebiliriz?

Endişeler yersiz değil: Alman altyapısının büyük bir kısmı, çoğunlukla Amazon, Google ve Microsoft'un güçlü bulut servisleri de dahil olmak üzere ABD şirketlerinin hizmetleriyle çalışıyor. Eğer bunlar bir gün kapatılsaydı sonuçları çok büyük olurdu. Aynı zamanda veri koruma endişeleri de artıyor: ABD'deki Bulut Yasası gibi yasalar, şirket sunucularını Avrupa'da çalıştırsa bile ABD yetkililerinin verileri görüntülemesine izin veriyor. Hassas bilgilerin ABD servisleri üzerinden iletilmesine izin vermek gerçekten hala iyi bir fikir mi?

Smith, bu tür korkuları bu katkıyla ortadan kaldırmaya çalışıyor. Avrupa'nın dijital dayanıklılığı hakkında şunları yazıyor: "Microsoft'un bir mahkeme tarafından Avrupa'daki hizmetlerini durdurması yönünde bir karar alınması durumunda, Avrupa'da ortaklar atayacağız ve iş sürekliliğini sağlamak için acil durum düzenlemeleri yapacağız."

Veri koruması konusunda Microsoft, daha fazla güvenlik ve şifreleme için ek seçenekler duyurdu. Şirket ayrıca Ukrayna'ya desteğini vurgulayarak, Donald Trump'ın politikalarına karşı çıkıyor.

Metinde, "Sadece ülkenin verilerini korumakla kalmadık, aynı zamanda Ukrayna yetkililerine ve vatandaşlarına ülkelerini Rus siber saldırılarından korumaları için derhal yardımcı olduk" ifadeleri yer aldı.

İster harita uygulamaları, ister bulut hizmetleri veya web tarayıcıları olsun: Verilerimizin büyük bir kısmı büyük ABD şirketlerinin elinde ve bunların çoğu en azından dolaylı olarak Donald Trump'ın politikalarını destekliyor. Avrupa'dan uzun zamandır alternatif hizmetler geliyor.

Microsoft ve diğer ABD şirketlerinin endişelenmek için haklı nedenleri, doğrudan Alman rakipleri arasındaki gelişmelerle ortaya çıkıyor. Çünkü: Hepsi, Trump'ın göreve gelmesinden bu yana Avrupa çözümlerine olan ilginin önemli ölçüde arttığını açıklıyor.

Alman web öncüsü Ralph Dommermuth'un United Internet Group'una ait olan ve 1&1 markası gibi Renanya-Palatina'daki Montabaur merkezli Ionos şirketi, Microsoft Azure, Amazon Web Services veya Google Cloud'a benzer bulut çözümleriyle şirketlere hizmetler sunuyor.

Şirketin CEO'su Achim Weiß, RND'den gelen bir talebe yanıt olarak şunları söyledi: Yılın başından bu yana grup, kendi bulut çözümlerine ve sunucu ürünlerine "önemli ölçüde artan bir ilgi" fark etti.

Weiß, "Tartışmalarda ABD'deki siyasi gelişmeler sıklıkla gerekçe olarak gösteriliyor" diyor. “Özellikle sağlık ve enerji sektörü gibi düzenlenen sektörlerde ve ayrıca savunma sanayinde yüksek talep görüyoruz.”

Ancak talep sadece şirketlerden ve otoritelerden değil, aynı zamanda sistem evlerinden ve yazılım sağlayıcılarından da geliyor. Bu şirketler artık ABD hizmetlerinden daha bağımsız olabilmek adına kendi pazarlarındaki müşterileri için Avrupa'daki bulut sağlayıcılarıyla güçlerini birleştirmeyi hedefliyor. Örneğin, bir kamu ihalesinde Techniker Krankenkasse'nin şu anda bir hizmeti Amazon bulutundan Ionos'a taşıdığı ortaya çıktı. Sağlık sigorta şirketi başlangıçta RND'nin sorusuna yanıt vermedi.

Ionos şu an için müşteri büyümesine ilişkin somut rakamlar vermek istemiyor. Weiß, "Bunun işimizi nasıl etkileyeceğini birkaç ay içinde göreceğiz; bulut projeleri genellikle karmaşıktır ve bir gecede uygulamaya konulamaz" diyor.

Bu eğilim, Microsoft, Amazon ve Google gibi şirketlerin sunduğu bulut hizmetlerine benzer hizmetler sunan Deutsche Telekom tarafından da fark ediliyor. Ancak Ocak ayından bu yana müşteri sayısında olası bir artış konusunda henüz kesin bir açıklama yapılamıyor. Ancak son dönemde ABD'deki büyük şirketlerin dışındaki hizmetlere olan ilgi de arttı.

"BT projelerinin daha uzun bir ön hazırlık süresi vardır, bu nedenle somut projeler ancak biraz gecikmeyle ortaya çıkabilir. Ancak özellikle kamu sektörü ve bankacılık gibi sektörlerden Open Telekom Cloud gibi Avrupa çözümlerine olan talebin arttığını görebiliyoruz," dedi şirket sözcüsü Kathrin Langkamp RND'ye.

Ancak Langkamp, ​​daha fazla egemenliğe doğru gidişin Trump göreve gelmeden önce de fark edildiğini söylüyor. Pandemi, tedarik zinciri sorunları ve Ukrayna'daki savaş gibi gelişmeler de buna katkıda bulundu.

Ancak bu artışın farkına varanlar yalnızca büyük ölçekli altyapı çözümleri sağlayıcıları değil. Stuttgart merkezli Nextcloud şirketi, Microsoft'un Office 365 paketinin aksine açık kaynaklı altyapıya dayalı bulut hizmetleri ve ofis programları sunuyor. Orta ölçekli şirketlere, derneklere, resmi kurumlara veya eğitim kurumlarına yöneliktir. Genel Müdür Frank Karlitschek, RND'ye şunları söyledi: "Donald Trump göreve geldiğinden beri ürünlerimize olan ilgi üç katına çıktı."

Karlitschek, "Şu anda Avrupa'nın dört bir yanındaki yönetimlerden ve aynı zamanda Avrupa dışından da çok sayıda soruşturma geliyor" diyor. Eğitim sektöründen de çok sayıda yeni başvuru geliyor. Ve son zamanlarda giderek artan bir şekilde, tıbbi verilerin özellikle korunması gereken sağlık sektöründen de geliyor. "Artık birçok kişi ABD'den gelen hizmetlere güvenmediği için değiştirmek istiyor."

Örneğin Schleswig-Holstein eyaleti şu anda Nexcloud'a taşınıyor; ancak bu karar Trump göreve gelmeden önce alındı. Bu adım, ABD hizmetlerinden daha bağımsız olma stratejisinin bir parçası. Devlet kurumları gelecekte Microsoft Office yerine ücretsiz Libre Office'i kullanacak ve bilgisayarlar yakında Windows yerine açık kaynaklı işletim sistemi Linux'u çalıştıracak.

Karlitschek, Nextcloud'un yeni müşterilerinde çeşitli endişelerin rol oynadığını açıklıyor. Bir yandan da mesele ulaşılabilirlik: Birçok kişi artık Trump'ın emriyle ABD hizmetlerinin kapatılabileceğinden veya yaptırımlar uygulanabileceğinden korkuyor. Diğerleri ise veri koruma konusunda endişeliydi. Ve sonra maliyet faktörü var.

"Gümrük tarifesi anlaşmazlıkları nedeniyle fiyatların fırlayabileceği yönünde büyük bir korku var." Şüphe durumunda Trump'ın tarifeleri gereksiz bile: Microsoft gibi sağlayıcılar son zamanlarda Office ürünleri için abonelik fiyatlarını artırdı. Karlitschek, "Kontrolsüz fiyat artışlarıyla bu tekelcilerde dijital bağımlılık riski var" diyor.

Birçok şirket olası endüstriyel casusluktan da çekiniyor. Bu, özellikle ABD şirketlerinin yapay zekaya yoğun yatırım yaptığı günümüzde bir sorundur. Teoride hassas veriler kullanılarak yapay zeka modelleri eğitmek de mümkündür.

Ancak müşterilerin alternatif hizmet arayışında olduğu tek alan iş sektörü değil. Özel sektörde ise İsviçreli Proton şirketi, Trump'ın göreve gelmesinden bu yana kullanıcı sayısında büyük bir artış olduğunu gözlemledi: Şirket sözcüsü Martina Dach, RND'ye yaptığı açıklamada, "2025'te Atlantik'in her iki yakasındaki yeni kullanıcı sayısı, 2024'teki aynı döneme kıyasla yüzde 50'den fazla arttı" dedi.

Proton servisleri, Google'ın özel sektöre sunduğu tipik servislere göre gizlilik dostu alternatiflerdir. Şirket, şifreli e-posta hizmeti ve takvim hizmetinin yanı sıra bulut depolama hizmeti de sunuyor. Şirketin şu an toplam 100 milyon kullanıcısı bulunuyor.

Dach, ABD'deki çalkantıların müşterilerle iletişimde, örneğin müşteri hizmetlerinde veya sosyal medyada da tekrar eden bir tema olduğunu söylüyor. "Açık bir eğilim var: İnsanlar giderek daha fazla ABD'deki büyük teknoloji platformlarını eleştiriyor (...)." İnternet kullanıcıları artık "verilerinin kim tarafından işlendiğine ve bu verilerle ne yapıldığına daha yakından bakıyor." Şirket, artan talebe kendi sunucu kapasitelerini genişleterek yanıt veriyor. Ayrıca yeni çalışanlar işe alınacak ve yeni ürünler geliştirilecek.

Microsoft'un Trump etkisinden ne ölçüde etkilendiğini tespit etmek mümkün olmadı. Şirket, RedaktionsNetzwerk Deutschland'ın (RND) Avrupa'dan gelen olası müşteri reddi hakkındaki sorusuna yanıt vermek istemedi.